Sayfalar

16 Ekim 2012 Salı

KABAK MÜCVERİ

 
 
Malzemeler:
  • 4 adet orta boy kabak
  • 3 Yumurta
  • 3 kahve fincanı Un
  • 1 demet taze soğan
  • 1 demet dereotu
  • 1 demet taze nane
  • Kızartma için sıvı yağ
  • Tuz, karabiber
Yapılışı:
  • Kabakların üzerini kazıyıp yıkadıktan sonra rendeliyoruz.
  • Rendelenmiş kabağın suyunu tel süzgeçte süzüyoruz. Acelemiz carsa elimizle de suyunu sıkabiliriz..
  • Taze soğan, dereotu ve naneleri ince ince kıyarak kabakla karıştırıyoruz.
  • Yumurtayı ve unu da ekleyip bulamaç haline getiriyoruz.
  • Bir tavada yağı kızdırıp hazırladığınız karışımı çorba kaşığıyla kızgın yağa dökerek çift taraflı olarak kızartıyoruz.
  • Yanında yoğurt ile servis edebilirsiniz. Afiyet olsun...
 

     

BÜYÜK SANATÇILAR HİÇ ÖLMEZLER ASLINDA...

Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun...

12 Ekim 2012 Cuma

HEDİYE ÇEKİLİŞİ

"GIRLAFİKİR" den hediye çekilişi var. Resimde gördüğümüz fırın eldiveni ve mutfak önlüğünü hediye ediyor. Çok sevimliler bence. Katılanlara bol şans diliyorum...

BANA BİR ÜTÜ ÖNERİR MİSİNİZ?

          Maalesef böyle bir kocam yok. Sağolsun kendisi birçok ev işinde yardımcı olur ama iş ütü yapmaya gelince semtine uğramaz. 3 yıllık evliliğimizde eşimin elinde ütüyü sadece geçen akşam gördüm, o da Çağan'ın kıyafetlerini ütülüyordu. Söz konusu oğluş olunca zevkle yapmış güya.Tabi böyle bir kocayı her kadın ister. Ama ben kocamdan razıyım, Allah da ondan razı olsun, varsın ütü yapmasın.
          Eskiden ütü yapmayı severdim. Ama evlenince eşime pantalon ve gömlek ütüsü yapmaktan bir hal oldum. Eşim memur olduğu için genelde masa başında çalışıyor.Bu nedenle de gömleklerin manşetleri çok kirleniyor, oturarak çalıştığı için de pantalonların diz arkaları kırış kırış oluyor. Tabi 9 yıl oldu alalı. İçinde su bırakmama rağmen artık kireçlendi mi nedir eskisi gibi güzel ütü yapmıyor. Eşim içini açıp temizledi yine olmadı. Gömlekleri ütülüyorum, ütü masasında gayet güzel ütülenmiş, dümdüz şeklide oluyor, askıya asıp dolaba kaldırıyorum. Giyileceği zaman dolaptan çıkartıyorum sanki ütülenmemiş gibi. Kaç defa pencereden aşağı ütüyü fırlatasım geldi.
          Şimdi sizlerden memnun olduğunuz ütü tavsiyeleri almak istiyorum. Özellikle buhar jenaratörlü (kazanlı) olanlarından. Şimdiden tavsiyeleriniz için teşekkürler... Sevgiler....... 
          

NE GÜZEL SÖYLEMİŞ ÜSTAD



          Günaydın herkese... 
          Geçtiğimiz günlerde büyük tiyatro üstadı Müşfik Kenter'i kaybetmiştik. Bana her zaman sevgili Yıldız Kenter'le ikisi bir köprünün iki ayağı gibi gelmiştir. Şimdi o ayaklardan biri yok. Sanki tiyatro köprüsü çökecek gibi düşündüm ilk başlarda. Ama eminim ki onların yetiştirdiği tiyatrocular, oyuncular bu köprüyü başarıyla taşımaya devam edeceklerdir.
          Müşfik Kenter'in dediği gibi hayatta her zaman yaptıklarımızı eleştirenler, beğenmeyenler, aksini söyleyenler illa ki olur. O nedenle emin olduğumuz şeylerden vazgeçmemek, dik durmak gerekir.
         Müşfik Kenter'i saygıyla anıyorum, herkese hayırlı cumalar diliyorum.


11 Ekim 2012 Perşembe

KIRKIMIZ ÇIKTI KORKUMUZ UÇTU

 
Benim minik kuzum...
 
          Geçen hafta pazartesi günü Çağan'ın kırkı çıktı. Kırkı çıkınca her şey değişir diyorlar. Bebeğin kendine göre düzeni oturmaya başlarmış. Bakacaz artık... İnşallah benim küçük adamım annesi üzmeyen bebişlerden olur. Gülücükleri, aguları bekliyoruz artık...
 

 
          Kırk banyomuzu da yaptık. Banyo suyunun içine taş gibi sağlam karakterli olsun diye 40 tane taş, altın gibi değerli oldun diye çeyrek altın, nazar değmesin diye nazar boncuğu, dertlerine derman, hastalıklarına şifa bulsun diye çörek otu, güzel koksun diye gül suyu ve karanfil koyduk. Oğluşu ananesiyle birlikte yıkadık ve tuzladık. 15 dk kadar da havlusuna sarıp tuzlu tuzlu beklettik. O hafta cuma günü de ilk gezmemizi yaptık. Halamıza gittik. Babanemiz de gelmişti. Çünkü ertesi gün bebek mevlüdümüz vardı, yani cumartesi günü. Mevlüdümüze öğretmen arkadaşlarım ve komşularımız gelmişti. Maalesef gurbette olduğumuz için akrabalarımız yoktu. Ama gelenlere çok teşekkür ediyorum, ayaklarına sağlık. Çok güzel bir mevlüt oldu. Ananemiz ve babanemiz tavuklu pilav yapmışlardı. Yanında ayran ve lokma talısıyla ikram ettik.
 
 
          Ve tabiki lohusa şerbetimiz olmadan olmaz... Antep yöresinde pek bilmiyorlar lohusa şerbetini. Adana-Mersin yöresinde de "kaynar" diyorlar. Sıcak ve cevizle ikram ediyorlar. Bir tencerenin içine bolca su koyuluyor.İçine lohusa şekeri (pembe renkli bir şeker), biraz şeker, kök zencefil, çubuk tarçın, karanfil ve yeni bahar konularak kaynatılıyor. Bizim Denizli'de bu şerbeti soğuk ikram ederler. Biz de öyle yaptık fakat bardakların içine ceviz koyduk. YAni iki yöreyi harmanladık. :)
 
 
 
Küçük adam..
Rabbim seni hayırlı, ömürlü, sağlıklı kılsın yavrum benim. Her türlü kötülükten, dertten tasadan, hastalıklardan  Tüm çocuklarla beraber korusun. Bahtın güzel olsun canımıniçi..
  

10 Ekim 2012 Çarşamba

BEN ANNE OLMADAN ÖNCE


Gece ne kadar geç yatacağım ya da sabah ne kadar geç kalkacağımı düşünmezdim.

Dişlerimi fırçalar, saçlarımı uzun uzun tarayabilirdim.

Kesintisiz, düşüncesiz uyuyabilmenin kıymetini bilmezdim.

Evimi her gün temizlerdim. Hatta süsler, püsler, küçük dekorasyon oyunları yapardım.

Evimi dağıtacak şeylerin küçük oyuncaklar, yırtık kağıtlar olacağı aklıma bile gelmezdi.

Saksılarımın zehirli olup olmadığını düşünmemiştim bile. Ya da banyoda duran el sabununun bir içecek gözüyle görülebileceğini.

Üzerime bu kadar işeneceğini, kusulacağını ve daha da ilginci bundan rahatsız olmayacağımı bilemezdim.

Gaz çıkartmanın eğlenceli tarafını göremezdim.

Ağlayan bir bebeği aşısı yapılsın ya da test için kan alınacak diye böğüre böğüre kucağımda sıkabileceğimi bilmezdim.

Ağlamaklı gözlere bakıp ağlayabileceğimi, minik bir tebessümden büyük mutluluklar yaşayabileceğimi düşünemezdim.

Saatlerce uyuyan bir bebeği seyretmek için uyanık kalabileceğimi düşünmezdim.

Kalbimin vücudumun dışında bir yerlerde olabileceğini tahmin edemezdim.

Aç bir bebeği doyurmanın insanın ruhunu nasıl doyurabildiğini bilemezdim.

Bir anne ile çocuğunun arasındaki bağın göbek bağından çok daha sağlam olduğunu anlayamazdım.

Bu kadar küçük bir bedenin bu kadar büyük bir huzur verebileceğini düşünemezdim.

Bütün bir gece boyunca, hatta geceler boyunca her şeyin yolunda gidip gitmediğini kontrol etmek için 10 dakikada bir uyanacağıma, kapılardan nefes sesi dinleyeceğime inanmazdım.

İyi ki bana bu duyguları yaşatıyorsun, iyi ki benimsin bebeğim....