Sayfalar

25 Ocak 2013 Cuma

KIRMIZI BİBER ÇORBASI

Malzemeler:

  • 6 tane orta boy kırmızı biber
  • 3 tepeleme kaşık un
  • 1 su bardağı süt
  • 5 su bardağı su (bir kısmı et suyu olabilir)
  • 2 yemek kaşığı çiçek yağı
  • Tuz
  • 2 yemek kaşığı zeytinyağı, bir tutam kuru nane
Yapılışı:
  • Kırmızı biberleri yıkayıp uzunlamasına ortadan ikiye ayırıyoruz. Sapını ve çekirdeklerini ayırdıktan sonra küçük kareler şeklinde doğruyoruz.
  • Bir tencereye çiçek yağını koyup unu kavuruyoruz.
  • Tencereye sütü, suyu ve tuzunu ekleyip, içine doğradığımız kırmızı biberleri koyuyoruz. Biberler pişince çorbayı blendırdan geçiriyoruz.
  • Bir taşım daha kaynatıp tencerenin altını kapatıyoruz.
  • Bir tavada zeytin yağını ısıtıp kuru naneyi ekliyoruz. Şöyle bir kavurduktan sonra naneli yağ karışımını çorbaya ekliyoruz. Afiyet olsun...

23 Ocak 2013 Çarşamba

MEVLİD-İ ŞERİFİNİZ MÜBAREK OLSUN...

O gelmeden önce Dünya yaşanmaz haldeydi. Korkunç bir karanlık insanları çevrelemişti. Alemlerin efendisi Hazreti Muhammet dünyaya teşrif ettiğinden beri yeryüzü aydınlandı, kalpler nurlandı. İşte 1441 yıl önce bugün doğdu peygamberimiz. Bu mübarek günde Rabbim tüm dualarımızı kabul etsin inşallah.

16 Ocak 2013 Çarşamba

ONUN ARABASI VAR GÜZEL Mİ GÜZEL...

Pazar günü babası oğluşa araba almış. Oğlumun sarı mersedesi var artık... Biz zamanlar sarı mersedes arabalar çok popülerdi ya, hani özellikle gurbetçilerde olurdu. O aklıma geldi. Gelelim Çağan'ın arabasına... Kraft'ın Atlanta modeli. Geçen haftaya özel kampanyadaydı, biz de kaçırmayalım dedik bu fırsatı.Arabamız çift yönlü. Sırt dayanağı tam yatırılabiliyor, ayrıca 3 farklı konuma getirilebiliyor. Tek elle çok rahatlıkla sürüş imkanı sağlayan 360 derece dönebilen ön tekerlekleri var.5 noktalı emniyetli kemeri, tekerlekleri sabitleme özelliği var. Ayrıca kolaylıkla katlanabiliyor ve katlandığında ayakta durabiliyor. Artık havalar güzelleşince bol bol dışarı çıkarız Çağanımla evde kaldığımız bu günlerin acısını çıkartırız. Alışveriş merkezlerinde de büyük kolaylık olur... Sevdim ben bu araba işini. Şimdilik sadece evin içinde tur atsak da Çağan da sevdi arabasını.. :)

15 Ocak 2013 Salı

KAREMELLİ MUHALLEBİ


Bu tatlıyı geçen hafta çarşamba günü yapmıştım. Tam da tatlının karamelini yaparken elektrikler kesilmesin mi? Bir kere başlamıştım öylece bırakamazdım, canım da çok çekmişti. Mum ışığında yaptım valla. O nedenle biraz topurcuklu olmuş, eee elektrik de olmadığından blendırdan geçiremedim de... Evi harika bir karamel kokusu sarmıştı. Eşimle um ışığında muhallebi yedik, çok romantikti. :))
Malzemeler:

  • 1 litre süt
  • 4 kaşık tepeleme un
  • 1 su bardağı şeker
  • Yarım su bardağı su
Yapılışı:
  • Öncelikle çelik bir tencereye şeker ile suyu alıyoruz. Şeker suyu emecek. Ocağın altını açıp, ağır ateşte şekeri karamelize ediyoruz. Şekeri yakmamaya dikkat ediyoruz. Öyle olursa karamelde acımsı bir tat olur.
  • Karamel köpük köpük olunca sütü yavaş yavaş ekliyoruz ve devamlı karıştırıyoruz. Yavaş yavaş ekliyoruz ki kabarıp taşmasın.
  • 4 kaşık unu  da ekleyip koyulaşana koyulaşana kadar karıştırıyoruz. Daha sonra kaselere aktarıp servis ediyoruz. Afiyet olsun...

14 Ocak 2013 Pazartesi

MİNİCİK ELLER AYAKLAR

Yıllar sonra Çağan'ın sesini duyar gibiyim... "Anneciğim, bu benim elim mi, bu benim ayağım mı? Ne kadar da küçükmüşüm anneciğim?" Parmak boyasıyla Çağan'ın elini ve ayağını boyadık, kağıdın üzerine bastırdık eşimle. Yıllar sonra bugünleri anarken yüzümüzü güldürecek inşallah... Rabbim bizlere hayırlı ömürler verir de o günleri görürüz umarım... 

PAZAR PAZAR

(Aslında bu yazıyı pazar günü için hazırlamıştım ama olmadı...Şimdi yayınlayabiliyorum..)
Pazar kahvaltıları her zaman benim için özel olmuştur. Bazen kalabalık olunur, misafirler olur, bazen de biz bize olunur, yani ikibaş kişi. Ama her zaman farklı bir şeyler yapmak isterim. Bizim evin altında ekmek fırını var. Akşam saatlerinde sıcak pide yapıyorlar. Akşam yemeği için alınmıştı ama hiç dokunulmadı. Ben de pazar kahvaltısına pizza yapayım dedim. Üzerine biber salçasını biraz sulandırıp, bir tutam kekik karıştırarak fırça ile sürdüm. Kaşar rendesini üzerine serptim, sonra da sucuk dilimlerini üzerine yerleştirdim. Kaşarlar eriyinceye kadar fırında beklettim. İşte güzel oldu çakma pizzam...:) 

Bir de bugün beni bir yerlere götüren Can Yücel'in bir şiirini okudum kendimi iyi hissettirdi..


Boşver Be Yaşı Başı…

Boşver be yaşı başı!
Gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver...?..
Şöyle atıp koyu grileri-siyahları sabahtan,
Sarı bir kaşkol atabiliyor musun boynuna, ondan haber ver?
Koyma bir kenara yüreğini, aç kapılarını,
Gelene geçene yol verme girsin diye içeri ama
Gömme başını toprağa bir çift güzel göz uğruna.


Bilirim yine yeşerecek bir çiçek bulursun bir dalda,
Ama aklını kaybedecek bir aşk varsa avuçlarında,
Bırak aksın yollarına.
Yağ geç, yık geç, kimse inanmazsa inanmasın.
Sen inan yüreğine,
Hem ona geçmezse kime geçer sözün?..
Büyü büyü… bak ellerin ayakların kocaman.
Aklın da maaşallah yerinde,
E ne diye tutarsın yüreğini uçmasın diye.
Akıllı ol, yüreğin gelir peşinden,


Boşver yaşı başı,
Aşk var mı aşk, sen ondan haber ver?
Takılmışsın yüzündeki gözündeki çizgilere.
O çizgilerin yüreğine neler kazıdığını düşün,
Atmak mı istiyorsun kendini bir dereye soğuk bir
Kış günü, öl gitsin…
Parayı pulu savurup,
Bir balıkçı köyünde balık tutmak mıdır isteğin,
Savrul gitsin…


Boş ver be yaşı başı, kim tutar seni kim,
Kendi yüreğinden başka kim?.
Aklını al da öyle git,
İster bir duvara, ister bir od aya, ister kıra
Bayıra vur da git.


Dert etme ellerini, onlar da gelir seninle
Bırakmadıkça birine.
O biri de gelir gerçekten istediğin oysa,
Seveceksen ve öleceksen uğruna…
Yaşa be, yaşa da öyle git, gireceksen toprağa…
Yaş 70′e gelse bile, hayat daha bitmemiş.
Sen mi biteceksin?
Çekeceksen bile bayrağı,
Yaşadım ulan dibine kadar diyemiycek misin?

13 Ocak 2013 Pazar

ÇAĞAN 4,5 AYLIK

Dün doktora gittik. 5 ayımızın dolmasına 10 gün var. Aslında 4. ay kontrolü için biraz geç kalındı ama bunda babamızın geçen hafta sınavının oluşu, arabamızı satmış olmamız etkendi. Neyse taksiye atladık gittik. Doktorumuz Ferhan Hanım çok sevecen, sıcak kanlı bir doktor. Bizi çok iyi yönlendiriyor, sorularıma tatmin edici cevaplar veriyor.
    Hemen boy kilo ölçümü yapıldı. Kilomuz çıplak 7kilo 700gr, boyumuz da 66 cm. Nörolojik muayenesini yaptı. Kafasını tutabiliyor mu, destekle oturabiliyor mu,  yüz üstü yattığında başını ve gövdesini kaldırabiliyor mu, ayakları yere dik basabiliyor mu, yattığı yerde sağa sola dönebiliyor mu diye muayene etti. Çok şükür bunlarda bir sıkıntı yok.
    Ortopedi doktoruna sevk etti kalça röntgeni için. Ondan da olumlu sonuç aldık çok şükür.
     Ek gıdaya 20 gün sonra başlayacağımızı söyledi.Bunun için bana bir kılavuz verdi. Bu ek gıdaya başlama işi beni baya heyecanlandırıyor. Tam da işe başlayacağım zamanlara denk gelecek. İnşallah bir düzene oturturuz.
     Çağan bu ay itibariyle;

  • Sürekli gülüyor, özellikle göz göze geldiğinde veya ona seslendiğinde.
  • Aynada kendine bakıp gülüyor.
  • Artık gazını çok rahatlıkla çıkartabiliyor.
  • Yattığı yerde sağa sola dönüyor. Artık koltukta veya yatağın üstünde tek başına bırakamıyoruz.
  • Sürekli ses çıkarıyor. ıııı'lıyor ya da çığlık atıyor birdenbire.
  • Gıdıklanıyor ve gülerek tepki veriyor.
  • Destekle oturabiliyor.
  • Yüzüstü yattığında kollarının üzerinde durabiliyor ama çok çabuk sıkılıyor.
  • Belli nesneleri rahatlıkla tutabiliyor. Emziğini tutuyor, ağzından çıkarıyor, sonra da emziğim çıktı diye ağlıyor. 
  • Artık çok canlı ve cazgır bir şekilde ağlıyor.
  • Her ne kadar televizyon izletmeye sıcak bakmasam da biz izlerken televizyona bazen dikkatle bakarken yakalıyorum. Yönünü değiştirince televizyona doğru dönmeye çalışıyor.
  • Evde sürekli benle ve babasıyla birlikte olduğu için misafirler içerisinde bizi arıyor; bizi göremezse ağlıyor.
  • Sürekli elini ağzına götürmek istiyor. Buna alışmaması için emziğe alıştırdım. Yoksa başlarda emziği tutmamıştı. Ama emzik ağzından çıkmışsa ilk fırsatta elini ağzına alıyor.
  • Çok şükür Çağan uykuyu seven bir bebek. Gün içinde 1 saati geçen uykuları oluyor.Geceleri ise 11 veya 12 de yatarsa bazen hiç uyanmadan sabah 6-7 ye kadar uyuyor. Tabi ki bu arada ben 1 veya 2 defa kalkıp o uyuyorken onu emziriyorum. Gece açlık süresinin 5 saati geçmemesine özen gösteriyorum.
  • Her gün mutlaka jimnastik yaptırıyorum Çağan'a. Çok hoşuna gidiyor, sesli bir şekilde gülüyor.
  • Dans etmeye, hoplamaya, zıplamaya bayılıyor. 
  • Hareketli müziklerde o da hareketleniyor, heyecanlanıyor. Sakin müziklerde durgunlaşıyor. Özellikle uyuturken ney dinletileri veya ilahiler dinletiyorum. Çok işe yarıyor. Hamileyken de dinletirdim. Özellikle "Gel gör beni Aşk neyledi" ilahisini dinletirdim.
  • Bu arada söylemeden geçemiyecem, parmaklarının arasına birikenleri temizlemeye bayılıyorum. 
Şimdilik Çağan'dan havadisler bunlar...Rabbim herkesin evladıyla beraber oğluşumu da esirgesin...

11 Ocak 2013 Cuma

PEYNİRLİ SPAGETTİ

Malzemeler:

  • Spagetti makarna
  • 2 tane orta boy kuru soğan
  • 200 gr kadar çökelek
  • Sıvı yağ, tuz, karabiber
Yapılışı:
  • Spagetti makarnayı tuzlu suda haşlıyoruz. 
  • Bir tavada küçük doğradığımız kuru soğanı yarım çay bardağı çiçek yağı ile hafif yanana kadar kavuruyoruz, tuz ve karabiberle tatlandırıyoruz.
  • Haşladığımız spagettiyi geniş yanmaz bir tava veya tencereye alıyoruz. Üzerine kavurduğumuz soğanı döküyoruz. Yağı  az ise biraz yağ ekleyebiliriz. İyice karıştırıp tavanın ocağını yüksek ateşte açıyoruz. Makarnanın altı hafif kızarmaya başlayınca çökeleği üzerine döküp hafif eriyinceye kadar pişiriyoruz. Ben altını özellikle kızartıyorum. Bu şekilde istemeyenler çökeleğini hemen dökebilir. Pul biberle tatlandırıp yiyebilirsiniz. Tavadan yemenizi tavsiye ederim, daha lezzetli oluyor. Afiyet olsun..

GEÇ KALMIŞ YIL SONU DEĞERLENDİRMESİ

Nasıl geçti 2012?
  • 2011'in son günlerinde yolunu dört gözle beklediğimiz yavrumuzun müjdesini aldık. Bu nedenle 2012 yılı bizim için çok heyecanlı geçti. 
  • Hamilelik olduğu için de okuluma yakın bir semte taşınmıştık 2011'in yine son aylarında. Bu nedenle arkadaş ortamımız ve ablamızdan ayrı kaldık bu yıl. Yine gelip gidildi ama eskisi gibi değil. O nedenle kendi halimizeydik yani.
  • Zaten hamilelik olduğu için bu yıl hep Antep'teydik. Zor kavuştuğumuz için çok sakındık belki de. Ama tedbirli olmaya çalışarak şehir dışı ve uzun yol gezintilerimiz yoktu 2012'de. Sevdiklerimiz geldiler hep yanımıza.
  • Ağustos'un 23'ünde üç kişilik bir aile olduk. Bu olay bizim için 2012'nin ve hayatımızın en anlamlı olayı oldu. Küçük adam hayatımıza renk ve yeni anlamlar kattı. Bana anneliği tattırdı, eşime de ikinci kez babalığı yaşatarak duygularını yoğunlaştırdı. Hayatımızı ve günümüzü ona göre planlar olduk. Her şey onun uykusuna, beslenmesine göre ayarlanıyor. Evimizde süper bir bebek kokusu, keyifle yükselen çığlık sesleri, mızmız ağlama sesleri duyuluyor artık.
  • 2012 yılının yarısı benim için genellikle hep evde geçti. Bu nedenle ev hanımı olmanın aslında ne kadar da zor olduğunu, evde hiç işlerin bitmediğini öğrendim. Çalışıyorken ev ile ilgili bazı şeylere zamanım ve gücüm yetmiyordu. Bu nedenle açıkça söyliyim ya yapmıyordum ya da erteliyordum. Ama evde olunca ister istemez gözün görüyor ve yapmayınca da kendini rahatsız hissediyorsun. Evde dura dura ev işlerinde pratikliğimin arttığını fark ettim. Evimle, eşimle, kendimle ve her şeyden önemlisi çocuğumla daha çok ilgilenebildim. 
  • Bebeğimiz bize uğurlu geldi. Daha önce bir kaç sefer başına geçtiğimiz ama bir türlü nasip olmayan ev alma işi de su gibi aktı gitti. Rabbim çok şükür nasip etti, ev aldık. Öyle bir denk geldi ki biz de şaşırdık, hem istediğimiz semtte hem de uygun bir fiyata. Şimdilik  taşınmayacağız ama benim tayinim o taraflara çıkınca belki yazın taşınırız.
  • Evliliğimizin ilk yılından beri sevgili eşim bir okuma aşkıdır tutturdu gidiyor. İlk iki yıl Adalet Meslek Yüksek Okulunu bitirdi. Kendi alanlarındaki sınavlara girebilmek için. Sonra da 2 yıllık diplomasını 4 yıllığa çıkarmaya gayret etti. Onun için de Açık Öğretim Fakültesi Kamu Yönetimi okuyor. Bu sene de diğer senelerimiz gibi eşim için ders çalışmakla ve sınava girmekle geçti. Hele bu sene girdiği icra müdürlüğü sınavı onun için baya zordu, ve hayal kırıklığı le sonuçlandı. Ama canımcığımın yapacağı çok fazla bir şey yoktu, sınav tarihi bizim bebişle aynı zamanlara denk geldi. O nedenle istediği gibi çalışamadı. Ama olsun bu sene tekrar girme hakkı var. Eminin 2013 eşimin yılı olacak. Hem 4 yıllık fakültesini bitirecek, hem de icra müdürlüğü sınavını kazanacak.
İşte böyle 2012 bizim için çok harika bir yıldı. Umarım 2013 te yine öyle olur, güzellikler getirir.

DAMLA ÇİKOLATALI TOP KEK

Malzemeler:

  • 2 yumurta
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ay çiçek yağı
  • 1 su bardağı süt
  • 2,5 su bardağı un
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 su bardağına yakın damla çikolata
  • Süslemek için kakaolu pasta kreması ve hindistan cevizi
Yapılışı:
  • Yumurta ile toz şekeri derin bir kasede  önceden çırpıyoruz.
  • Süt ve sıvı yağı ekleyip  tekrar çırpıyoruz.
  • Unu, kabarma tozunu ekleyip çırpıyoruz
  • Damla çikolatayı da ekleyip spatula ile karıştırıyoruz. 
  • Küçük kalıpların içine muffin kağıtlarından koyup hazırladığımız karışımdan biraz koyuyoruz. Tamamını doldurmuyoruz, biraz kabarma payı bırakıyoruz. 
  • 180 dereceye ayarlanmış fırında yarım saat pişiriyoruz yaklaşık. Pişip pişmediğini de kürdan yardımıyla anlayabiliriz.
  • Fırından çıkartıp soğumasını bekliyoruz. Üzerindeki tarife göre hazırladığımız hazır kakaolu pasta kreması ve hindistan cevizi ile süslüyoruz. Süslemek sizin yaratıcılığınıza kalmış. Afiyet olsun...




KOLYELERİNİZ KARIŞMIŞSA



 



Özellikle ince zinciri olan kolyelerimin zincirleri birbirine çok karışırdı. Daha önce Derya Baykal'ın programında izlemiştim bu yöntemi. Aklıma geldi, uyguladım. Sadece ihtiyacınız olan şey pipet. Pipetleti ortadan ikiye kestim. Kolyelerin incirlerini tek tek pipetlerin içinden geçirdim. Çekmeceme de bu şekilde dizdim. Bir iki aydır bu şekilde kullanıyorum hiç karışmıyorlar. 

TAVSİYE EDİYORUM

Yaklaşık bundan 3-4 ay önce bir ütü almak istediğimi söylemiştim. Sonunda aradığım gibi bir ütü buldum ve çok memnunum. Aslında özellikle kazanlı ütülerden istiyordum. Ama onun için ütü masasının sabit durduğu çamaşır odası, giyinme odası gibi bölümlerin olması lazım bence evde. O nedenle buharlı ütü sevdamdan vaz geçtim. Neyse araştırma yaparken buhar gücü yüksek olan Tefal'in bu ütüsünde karar kıldım.
Tefal Ultimate Autoclean 500
2600 W ve 170 gr şok buhar özelliği var. İstersen buhara basmazsan bile yatık olduğunda buhar verebiliyor.  Özellikle bazı gömlekleri kumaşları beni deli ediyor. Eski ütümle ne kadar bastırsam da açamazdım kırışıklıkları. Ama yeni ütümle o kadar zorlanmıyorum. Tabi bazı kumaşlar var ki sözüm onlara değil.Tamamen dümdüz maalesef olamıyor, yeni ütüme rağmen. Ama ben yine de Tefal  Ultimate Autoclean 500'den memnunum. 330 lira civarındaydı fiyatı, ama benim tutumlu ve araştırmacı kocam Büyük Pasaj civarından 200 liraya aldı. Beni de bu dertten kurtardı. Ütüye ayırdığım vakit azaldı. Yalnız ütü hakkında diyeceğim bir şey daha var. Çok fala buhar çıkışı olduğu için çok su kullanıyorsunuz ütü yaparken. Bu nedenle yanınızda önceden kaynatılmış su bulundurmalısınız. (Antep'te elektrikli ve elektronik ürünleri piyasadan uygun fiyata Büyük Pasaj, Solma Pasajı, Turistik Çarşı gibi yerlerden alabilirsiniz. Garantili ürünler de bulunabiliyor, kaçaklar da. Artık sizin uyanıklılığınıza bağlı.)

Gelelim ikinci tavsiye edeceğim ürüne. Bundan yaklaşık yine 3-4 ay önce 10 yıldır kullandığım, bir kaç kez tamir edilen saç kurutma makinem artık bir daha çalışmamak üzere bozuldu. Ben fırça ile kendi saçıma fön çekme konusunda oldukça başarısızım. Bu nedenle fön çekme aparatı olan bir makine arıyordum. Onu da Teknosa'da gezerken gördüm. Rowenta'nın CV9020 Lissima 

modelini aldım. 

Kullanımı kolay. 1000 W gücünde. Belki gücü biraz daha yüksek

 olsaydı daha iyi olabilirdi ama ben memnunun. Normal kurutma 

ucu da var aynı zamanda.

9 Ocak 2013 Çarşamba

ÇİPURA VE MAYDANOZ SALATASI




Maydanoz  Salatası


Fırında çipura
Bu akşam menümüzde çipura ve maydanoz salatası vardı. Tabi ki bir kase çorbanın ardından. Mantar çorbası yapmıştım.. Daha önce mantar çorbasının tarifini vermiştim. Buradan tarifi görebilirsiniz. Çipurayı balıkçıya temizlettirdikten sonra evde de iyice yıkadım. Zeytinyağı, limon suyu, karabiber ve 2- 3 diş sarımsak rendesi ile hazırladığım sosu fırça yardımı ile üzerine ve içine sürdüm. Yağlı kağıt serdiğim fırın tepsisine yerleştirdikten sonra 200 dereceye ayarklanmış fırında 25 - 30 dk pişirdim.
Maydanoz salatasını ise bir demet maydanozu sirkeli suda bekletip iyice yıkadım. Çok ince olmasına gayret etmedim ama çok da kalın olmayacak şekilde doğradım. 2 tane taze soğanı ve 1 tane havucu ince ince doğradım ve maydanozlarla karıştırdım. Zeytin yağı, limon suyu, toz sumak ve tuzu karıştırarak yaptığım sosu salataya ekledim ve karıştırdım. Ben genelde maydanozu salatalarda bu kadar yoğun kullanmazdım. Ama vücuttaki ödemi atıyor diye bu sıralar maydanoza ağırlık verdim.Size de tavsiye ederim. Güzel oldu. Deneyecek olanlara şimdiden afiyet olsun....