Sayfalar

14 Temmuz 2011 Perşembe

YOĞURTLU HAVUÇLU PATATES PÜRE

Malzemeler:
  • 5-6 tane haşlanmış patates
  • 3 tane orta büyüklükte havuç
  • 1 su bardağından az yoğurt
  • 2 diş sarımsak
  • Yarım çay bardağı süt
  • 3 yemek kaşığı zeytinyağı
  • Tuz, karabiber
Yapılışı:
  • Haşlanmış pateteslerin kabuklarını soyup, hafif sıcakken süt, zetinyağı, tuz ve karabiberi ekleyip püre haline getiriyoruz. Düz bir tabağa düzgün bir şekilde koyuyoruz.
  • Havuçları rendeleyip az sıvı yağla rengi değişene kadar kavuruyoruz.
  • Yoğurdu sarımsaklayıp havuçlarla karıştırıyoruz.
  • Yoğurtlı havucu patetes püresinin üzerine düzgün bir şekilde döküyoruz. Afiyet olsun..

12 Temmuz 2011 Salı

KUBBELİ PASTA

Yaz günü kar yağdı mutfağıma.. :)
Köstebek pastanın bir başka türlüsü...
Malzemeler: 
Kek için:
•2 tane yumurta,
•1 su bardağı şeker,
•1 su bardağı süt
•1 çay bardağı sıvı yağ
•2 su bardağı un
•2 çorba kaşığı kakao,
•1 paket kabartma tozu,

Kreması için:
•2 su bardağı süt,
•2 çorba kaşığı un,
•4 çorba kaşığı şeker
•1 çorba kaşığı pirinç unu,
•1 çorba kaşığı nişasta ,
•1 paket vanilya, 1 su bardağı hindistan cevizi
•1 paket krem şanti + 1 su bardağı süt,

Yapılışı:
  • Yumurtalar ile toz şekeri bir çırpma kabında iyice çırpıyoruz.
  • Süt ve sıvı yağı ekleyip tekrear çırpıyoruz.
  • Kabartma tozu ve kakaoyu da ekleyip karıştırıyoruz.
  • Yumarlak bir fırın tepsisine veya kek kalıbına döküp 180 dereceye ayarlanmış fırında 40 dk pişiriyoruz.
  • Kek pişerken diğer taraftan da kremasını hazırlıyoruz. Bunun için krema malzemelerini bir tencereye aktarıp muhallebi gibi pişiryoruz. Biraz yoğun bir krema olacak.
  • Keki fırından çıarttıktan sonra biraz ılınmaya bırakıyoruz. Daha sonra ekmek bıçağı ile ortasından enlemesine ikiye kesiyoruz. İki tane yuvarkal kek elde ediyoruz. Hazır pasta tabanları gibi.
  • Çukur birazca büyük bir salata kasesinin içini ıslatıyoruz. Kestiğimiz pasta tabanlarının birisini bu kasenin için oturtuyoruz. Kekin kırınmaması için yavaş yavaş elimizle bastırıyoruz.
  • Kasenin içindeki kekin ortasını hazırladığımı krema ile dolduruyoruz.
  • Üzerini de diğer pasta tabanı ile kapatıp düz geniz yuvarlak bir tabak ile kapatıyoruz. Salata kasesi altta olacak şekilde yarım saat buz dolabında bekletiyoruz. Yarım saat sonra çıkarıp bir elimizi kasenin alt ortasına diğer elimizi de düz tabağın alt ortasına koyup alt üst şeklinde çeviriyoruz. Bu şekilde yararak pastanın kubbe şeklini almasını sağlıyoruz.

  • Tekrar kase tarafı altta olacak şekilde 2 saat kadar buzdolabında beklettikten sonra servis edebiliriz. Afiyet olsun..


11 TEMMUZ 2011

Dün sevgili eşimle evlilik yıl dönümümüzdü. 2 yılı bitirdik. Sanki imzayı attığımız o muhteşem gün daha dünmüş gibi. Bizim hikayemiz enterasan, çok enteresan hem de.. Şimdi anlatmıyacağım burada, ama mantığın aşka yenildiği, kalplerimizin sözünün geçtiği, olmazları olduran bir hikaye, kader, kısmet. Bu evlilik için o çok uğraştı, emek harcadı, öncelilkle beni sonra da herkesi evliliğimiz için ikna etti. Çok şükür bir gün olsun pişmanlık duymadım evliliğimden ötürü. Sevgili kocacım her zaman yüzümü güldürdü, beni mutlu etti. İyi kideevlenmişim seninle canım, aşkım, mutluluğum, nefesim... Kelimelere sığdıramadığım bütün duygularımla seni seviyorum bitanem. Bezen "seni seviyorum"lar bile anlatamıyor sanki hislerimi. İyi ki varsın...İyi ki sevmişim seni...
Taner'den Müge'ye...
Müge'den Taner'e...
Tabi ki bu kadar değil, bunlar sadece buraya yansıyanlar...



SENİ SEVİYORUM POLAT...

6 Temmuz 2011 Çarşamba

KIYMALI BÖREK - YOĞURTLU KARNIBAHAR SALATASI

Bazen akşam için yemek yapmak istemiyor canım. Farklı şeyler istiyor insanın canı. Dün de öyle bir gündü. Soframızda çayla birlikte kıymalı börek ve yoğurtlu karnıbahar salatası vardı.
KIYMALI BÖREK
Malzemeler:
  • 3 adet yukfa
  • 250 gr yağsız kıyma
  • 1 adet orta boy soğan
  • Tuz, karabiber
  • Dereotu, maydanoz
  • 2 adet yumurta
  • Galeta unu
  • Kızartmak için çiçek yağı
Yapılışı:
  • Kıymayı biraz yağ ile birlikte bir tavaya alıp kavurmaya başlıyoruz.
  • İnce ince doğranmış soğanları, tuz ve karabiberi ekliyoruz.
  • Kavrulma işlemi tamamlanınca ocağın altını kapatıp ince ince doğranmış maydanoz ve dereotunu ekleyip karıştırıyoruz.
  • Yufkayı 6'ya bölüyoruz. Kestiğimizi yufkaların geniş kısmına kıymalı harçtan soğuyunca 1 kaşık  koyup sigara böreği gibi sarıyoruz. Çok sıkı sarmamaya dikkat edelim.
  • Kestiğimiz yufkaların tamamını bu şekilde sarınca börekleri önce çırpılmış yumurtaya, sonra da galeta ununa iyice bulayıp kızgın yağda kızartıyoruz. Afiyet olsun..
YOĞURTLU KARNIBAHAR SALATASI
Malzemeler:
  • Karnıbahar
  • Zeytin yağı
  • Limon suyu
  • Kuru nane,tuz
  • Yoğurt
  • Sarımsak
  • Toz kırmızı biber
Yapılışı:
  • Karnıbaharları küçük çiçekler şeklinde ayırıp iyice yıkıyoruz.
  • Tuzlu suda haşlıyoruz. Suyunu süzdürüyoruz.
  • Zeytinyağı, limon suyu,tuz ve kuru nane ile yaptığımız sosu karnıbaharların üzerine döküyoruz.
  • Üzerine sarımsaklı yoğurt gezdiriyoruz.
  • Sarımsaklı yoğurdun da üzerine yağda yavurduğumuz toz kırmızı biberi gezdiriyoruz. Afiyet olsun...

5 Temmuz 2011 Salı

GAZİANTEP'TE NERELER GEZİLİR?

Güneydoğu Anadolu Bölgesinin en büyük, Türkiye’nin ise 6. büyük kenti olan Gaziantep, nüfusu, ekonomik potansiyeli ve Büyükşehir statüsü ile bir metropol görünümündedir.
Gaziantep ve çevresi tarihte ilk uygarlıkların doğduğu, Mezopotamya ve Akdeniz arasında bulunmaktadır. Bu nedenle Gaziantep, tarih öncesi çağlardan beri insan topluluklarına yerleşme sahası ve uğrak yeri olmuştur.

Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinden Belkıs/Zeugma gibi birçok antik yerleşim alanlarının kalıntıları da günümüze kadar ulaşmıştır. Selçuklular, Memlüklüler ve Osmanlılar dönemlerinde çok sayıda cami, medrese, han ve hamam yapılmış, kent aynı zamanda üretim, ticaret ve el sanatları yönünden de ilerlemiştir. Günümüzde dahi bu han ve hamamlar işlevliğini korumakta, ticaretin ve özellikle de eşine rastlanmayan zengin el sanatlarının yaşatıldığı yerler olarak faaliyetini sürdürmektedir.

  • Gaziantep Arkeoloji Müzesi, Hasan Süzer Etnografya Müzesini ziyaret etmeden,
  • Tarihi Gaziantep Evleri ve Gaziantep Kalesini görmeden,
  • Yesemek Açık Hava Müzesi, Rumkale, Belkıs/Zeugma, ve Dülük/Doliche Antik Kentini gezmeden,
  • Gaziantep lahmacunu, Ali Nazik kebabı, yuvarlama, içli köfte, keme kebabı ve yeni dünya kebabı (Her yıl Nisan ve Mayıs aylarında bulunmaktadır), simit kebabı, patlıcan kebabı, Cağırtlak (ciğer) kebabı, Dünyaca meşhur Gaziantep baklavası ve fıstık ezmesi tatmadan,
  • Geleneksel Gaziantep el sanatlarından; sedef kakma, kutnu kumaşı, bakır işlemeler, yemeni, Antep işleri ve Gaziantep baklavası, Antepfıstığı, tatlı sucuk ve pestil, kırmızıbiber ve baharatlarından almadan,
  • Her yıl 25 Aralıkta düzenlenen Kurtuluş şenliklerini seyretmeden dönmeyi aklınızdan geçirmeyin.


ŞEKERPARE

Malzemeler:
  • 1 paket margarin
  • 1 su bardağı pudra şekeri
  • 4 yemek kaşığı irmik
  • 2 yemek kaşığı hindistan cevizi
  • 2 adet yumurta
  • 4 su bardağı un
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket kabartma tozu
  • Şekerpare sayısı kadar kabuksuz fındık
Şerbeti için: 3 bardak toz şeker,4 bardak su, 4-5 damla limon suyu

Yapılışı:
  • 3 bardak toz şeker ile 4 bardak suyu bir tencereye boşaltıp kaynatıyoruz. Kaynamaya başlayınca 4-5 damla limon suyunu ekliyoruz. bir taşım daha kaynatıp altını kapatıyoruz. Ilınmaya bırakıyoruz.
  • Yumuşamış margarin ile pudra şekerini mikser ile çırpıyoruz.
  • 2 adet yumurtayı ekleyip tekrar çırpıyoruz.
  • İrmiği, hindistan cevizini, kabartma tozunu ve vanilyayı ekleyip kaşık ile karıştırıyoruz.
  • Unu yavaş yavaş ekleyerek elimizle yoğurmaya başlıyoruz. Hamuru toparlamak için ara ara çok az su kullanabiliriz.
  • Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar kopartıp elimizle şekillendiriyoruz. Yağlanmış fırın tepsisine diziyoruz. Ortalarına birer tane fındık batırıyoruz. Fındıkları iyice gömmenizi tavsiye ederim. Çünkü hamur kabarınca fındıklar düşebilir. 180 dereceye ayarlanmış fırında 40 dk kadar pişiriyoruz.
  • Şekerpareleri fırından çırkartıp tatlı sıcakken ılık şerbeti üzerine döküyoruz. Şerbetin 2/3'ü önce dökelim. Tatlı şerbeti çekince kalanını dökelim. Afiyet olsun... 

LAVAŞ EKMEKTEN PİZZA

Malzemeler:
  • 1 pizza için 3 tane lavaş ekmek
  • 1 kaşık domates salçası
  • 1 kahve fincanı ketçap
  • 1 tatlı kaşığı kekik, tuz, zeytin yağı
  • 1,5 su bardağı rendelenmiş kaşar peynir
  • Üzeri için sucuk, mantar, domates (isteğe göre başka malzemeler de olabilir, evde ne varsa kullanılabilir.)
Yapılışı:
  • 1 kaşık domates salçasını biraz su ila sulandırıyoruz. İçine ketçabı, zeytin yağını, kekiği ve biraz tuzu ekleyip sos elde ediyoruz.
  • 1. lavaşın üzerine salçalı sostan sürüp biraz rendelenmiş kaşar peyniri serpiyoruz.
  • 2. lavaşı birincisinin üzerine koyup aynı işlemi onun için de uyguluyoruz.
  • 3. lavaşı da üste koyup işlemi tekrarlıyoruz. Böylece pizzamız çok ince olmayacak. Yerken ağzımızda yumuşaklık olacak.
  • 3. lavaşın üzerine malzemeleri diziyoruz. Ben sucuk, mantar ve domates kullandım. İsteğe kalmış. Özellikle evdeki kalan malzemeler değerlendirilebilir.
  • Malzemeleri yerleştirdikten sonra üzerine rendelenmiş kaşar peyniri serpiyoruz. 180dereceye ayarlanmış fırında kaşarlar eriyene kadar pişiyoruz. Afiyet olsun..

4 Temmuz 2011 Pazartesi

EMİNE GÖĞÜŞ MUTFAK MÜZESİ

Gaziantep mutfağı o kadar zengin ki, Antepliler boğazlarına o kadar düşkünler ki "MUTFAK MÜZESİ" bile kurmuşlar..

Türkiye'nin ilk mutfak müzesi...Eski antep evlerinden ... evin dış cephesinin bir bölümü "tudya" denilen meta bir profille kaplanırmış..
Misafir ikram takımları

Nargile ve közde menengiç kahvesi
Kahve değermenleri, sürahi ve mirra cezvesi

Nohutun da dürümü olur mu demeyin. Antep'in en meşhur yemeklerinden birisi.. Ben de ilk gördüğümde çok şaşırmıştım..












Kurutmalıklar
Bakraç ve sepetler
Yemek kazanları
Sefer tasları
Kevgir  ve kepçeler
Üst solda havanlar, alt solda ibrikler, alt sağda buğday tartmak için "dolu"
Bizim köyde bunlara ilistir derler... süzgeçler..










O zamanın ankastre ocakları.. :)) odun ateş ocaklar..








Tencereler, köfte tepsileri.. Burda köfte deyince akla bizimkisi gibi kıymadan ızgara köfte gelmiyor.. Öncelikle akla çiğ köfte, mercimekli köfte gibi bulgurlu köfteler geliyor.










Tel dolap.. Et kıyma makinası olmayan ev yok gibi. Eskiden de şimdi de..








Satır, altındaki kütüğe bizimkiler "yârık" derler. Burda ne diyorlar bilmiyorum. Yayık .. Günümüzün piknik tüpleri gazlı ocaklar.. Siniler..











O zamanların İstikbal Regina Mutfakları :))










Ocak, körük, ateş küreği, saç.. O zamanki mutfakların olmazsa olmazı fare kapanı...

























Rende mantığı şimdi de aynı..









Zeytin yağı ve turşuların saklandığı toprak güpeçler...









Şu büyük delikleri olan tavalar "mücver" burdaki ismi ile "ökçe" tavası... Dolma kapakları... Ve elekler.. Adamlar unu elemişler eleği de asmışlar... :))











Müzenin avludan girişi...
























Eski zamanlarda Antep evlerinden günlük hayattan bir sahne..
























Kış akşamlarından bir sahne.. Sininin altındaki yorgan ve yanan köz dikkatinizi çekti mi?











Evin tavan süslemesi...


HAFİF ÇİKOLATALI KEK

Malzemeler:
  • 4 yumurtanın beyazı
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı süt
  • Yarım çay bardağı sıvı yağ
  • kabartma tozu, vanilin
  • 2 su bardağı un
  • Uzun ince çikolatalardan (damla çikolata da olur tabi ki)
Yapılışı:
  • Yumurta beyazlarını şeker ile köpük oluncaya kadar mikserde çırpıyoruz. (Hafif olmasının nedeni yumurtanın beyazının kullanılması)
  • 1 su bardağı süt ile yarım çay bardağı sıvı yağı ekleyip karıştırıyoruz.
  • Unu, kabartma tozunu ve vanilini ekleyip tekrar çırpıyoruz.
  • Yağladığımız kek kalıbına kek hamurunu döküyoruz.
  • Uzun çikolataları 2şer cm uzunluğunda kırıpdöktüğümüz kek hamurunun üzerine yerleştiriyoruz. Bu şekilde yapınca kek kalıptan kolayca çıkıyor. Ve çikolatalar kek pişene kadar kekin ortasına doğru iniyor.

  • Önceden 180 dereceye ayarlanmış fırında 45 dk pişiriyoruz. Afiyet olsun..

KISIR

Sıvadım kollarımı, giriştim kısıra.. Güneydoğu'da (Adana-Hatay dahil) bu köfte leğeninden olmayan ev yoktur herhalde. İki güne bir bulgur ve salça karışımı köfteler yedikleri için.. Alamazsam ayıp olur diye gittim, Bakırcılar çarşısından alıverdim bir tane..Şimdi gelelim kısırımıza. Her yerde kısırın tarifi farklı oluyor. Bazıları içine domates, salatalık, marul koyuyorlar. Mor lahana ve havuç koyanları bile gördüm. Tabi ki bu damak zevkidir ama biz sadece yeşillik konulanından seviyoruz. İşte benim kısırım...

Malzemeler: (4-5 Kişilik)
  • 2 su bardağı köftelik bulgur (Antep'te köftelik bulgura"simit" diyorlar.)
  • Sıcak su
  • 1,5 yemek kaşığı domates salçası
  • 1 yemek kaşığından az biber salçası
  • Tuz, Nar ekşisi
  • Bolca zeytinyağı
  • 1 limonun suyu
  • Taze soğan, maydanoz, taze nane
Yapılışı:
  • Bulgurun üzerinden azar  azar sıcak suyu gezdiriyoruz. Çok su koymamalıyız. Önemli olan bulguru yoğurarak pişirmek. Bu şekilde 20 dk kadar yoğuruyoruz. Köfte leğeninin altı tırtıklı olduğu için burada yoğurmak daha kolay. Bir de bu işte pratik olanlar ve güçlü olanlar bu süreyi daha da kısaltabilirler.
  • Domates ve biber salçaları ile tuzu ekleyip yoğurmaya devam ediyoruz. Bulguru ağzımıza aldığımızda çıtır çıtır diye ses gelmeyinceye kadar yoğuruyoruz.
  • Nar ekşisi ve limon suyunu da ekleyip tekrar yoğuruyoruz. Ben nar ekşisi ile biber salçasını fazla koymuyorum. Bunları biraz kaçırınca insanın ağzında metalik bir tat bırakıyor. Bu benim tercihim tabi ki. O nedenle ekşiliği iyi olsun diye limon suyu da ekliyorum.
  • Yoğurma işleminin en son aşamasında zeytin yağını ekliyorum ki kısır parlak görünsün. Zeytin yağını da ekledikten sonra kısırı elimle şöyle bir karıştırıyorum.
  • İnce ince doğranmış taze soğanı, maydanozu ve naneyi ekleyip karıştırıyoruz. Yeşilliklerin yoğurduğunuz bulgurun yarısından çok olması gerekiyor. Bol yeşillikli olunca çok güzel olur. Yanıan domates,salatalık dilimleri ve marul yaprakları ile ve bir de turşu ie servis edebiliriz. Afiyet olsun..
Resim çekme işini eşim aceleye getirdiği için yanıan garnitürlerini koyamadım.
(Artık ne kadar acıktıysa adamcağız...)

3 Temmuz 2011 Pazar

HUZUR İÇİNDE UYU İNEK ŞABAN..

Bugün Türk halıkını ömrü boyunca güldüren, hala da güldürmeye devam eden, gönüllere taht kuran usta oyuncu Kemal Sunal'ın ölüm yıl dönümü.. Kendisine Allahtan rahmet diliyorum. Huzur içinde uyu Sevgili İnek Şaban.. Bilenlere, bilmeyenlere bir hatırlatma...
Kemal Sunal


Hayatı
1944 yılında İstanbul’da doğdu. Vefa Lisesi’nden mezun oldu. Sanat hayatı, “Zoraki Tabip” adlı tiyatro oyunuyla başladı. 1 yıl kadar Kenterler Tiyatrosu’nda çalıştıktan sonra Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nda görev aldı. 1973 yılında Ertem Eğilmez’in yönettiği bir filmle sinemaya adımını attı ve kalabalık kadrolu filmlerde rol almaya başladı.
Türk sinemasında başta İnek Şaban tiplemesi olmak üzere canlandırdığı pek çok tiple sevenlerinin kalbinde taht kuran Kemal Sunal, 7′den 70′e herkesin sevgisini kazandı.
Türk sinemasının en büyük komedyenlerinden biri olan Sunal, peşpeşe çevirdiği filmlerle ticari açıdan büyük başarı kazandı. Filimlerde çoğu zaman saf,sansli ama iyi yurekli karakterlerin rollerine girdi.1974 yılında evlendi. Ali ve Ezo adlarında, biri kız diğeri erkek iki çocuğu oldu. 1977′de Antalya Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alan Sunal, oyunculuğu ve özellikle değişik tiplemesiyle Türk sinemasında komedi oyunculuğuna yeni bir soluk getirdi. 1990′lı yıllardan itibaren filmleri kesintisiz olarak televizyonlarda yayımlanmaya başladı; ama kendisi bu gösterimlerden hiç para kazanmadı.
12 Eylül öncesi dönemde yarım bıraktığı üniversiteyi, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümünü’nden mezun olarak 1995 yılında bitirdi ve yüksek lisans yapmaya başladı. Hayatı boyunca toplam 82 filmde rol aldı. 3 Temmuz 2000 tarihinde Balalayka adlı filmin çekimlerine başlamak için Trabzon’a gitmek üzere bindiği uçakta kalkıştan hemen önce geçirdiği kalp krizi sonucu hayata gözlerini yumdu.
Sinema filmleri
Propaganda (1999), Varyemez (1991), Koltuk Belası (1990), Boynu Bükük Küheylan (1990), Abuk Sabuk Bir Film (1990), Zehir Hafiye (1989), Talih Kuşu (1989), Gülen Adam (1989), Sevimli Hırsız (1988), Uyanık Gazeteci (1988), Polizei (1988), İnatçı (1988), Öğretmen (1988), Düttürü Dünya (1988), Bıçkın (1988), Yakışıklı (1987), Kiracı (1987), Yoksul (1986), Tarzan Rıfkı (1986), Japon İşi (1987), Garip (1986), Deli Deli Küpeli (1986), Davacı (1986), Şendul Şaban (1985), Şaban Papuçu Yarım (1985), Sosyete Şaban (1985), Gurbetçi Şaban (1985), Katma Değer Şaban (1985), Keriz (1985), Atla Gel Şaban (1984), Ortadirek Şaban (1984), Postacı (1984), Şabaniye (1984), Tokatçı (1983), Kılıbık (1983), En Büyük Şaban (1983), Çarıklı Milyoner (1983), Yedi Bela Hüsnü (1982), Doktor Civanım (1982), Üç Kağıtçı (1981), Kanlı Nigar (1981), Davaro (1981), Zübük (1980), Gol Kralı (1980), Gerzek Şaban (1980), Devlet Kuşu (1980), Korkusuz Korkak (1979), Umudumuz Şaban (1979), Şark Bülbülü (1979), Dokunmayın Şabanıma (1979), Bekçiler Kralı (1979), Yüz Numaralı Adam (1978), Kibar Feyzo (1978), İyi Aile Çocuğu (1978), Köşeyi Dönen Adam (1978), İnek Şaban (1978), Avanak Apti (1978), Şabanoğlu Şaban (1977), Sakar Şakir (1977), Hababam Sınıfı Tatilde (1977), Çöpçüler Kralı (1977), İbo İle Güllüşah(1977), Tosun Paşa (1976), Süt Kardeşler (1976), Meraklı Köfteci (1976), Kapıcılar Kralı (1976), Sahte Kabadayı (1976), Hababam Sınıfı Uyanıyor (1976), Şaşkın Damat (1975), Hanzo (1975), Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı (1975), Hababam Sınıfı (1975), Köyden İndim Şehire (1974), Salako (1974), Salak Milyoner (1974), Mavi Boncuk (1974), Hasret (1974), Canım Kardeşim (1973), Oh Olsun (1973), Güllü Geliyor Güllü (1973), Yalancı Yarim (1973), Tatlı Dillim (1972)

Televizyon dizileri
Bay Kamber (1996)
Şaban İle Şirin (1995)
Şaban Askerde (1993)
Saygılar Bizden (1992)

Tiyatro oyunları
Zoraki Takip

Aldığı ödüller
1977: 14. Antalya Film Şenliği, En İyi Erkek Oyuncu, Kapıcılar Kralı
1998: 35. Antalya Film Şenliği, Yaşam Boyu Onur Ödülü, Kapıcılar Kralı
1989: 2. Ankara Film Şenliği, En İyi Erkek Oyuncu, Düttürü Dünya



Kendi Kaleminden

“1944′de İstanbul’da doğdum. Lise son sınıftayken felsefe öğretmenim Belkıs Balkır, elimden tuttuğu gibi beni Müşfik Kenter’e teslim etti. Bu arada üniversiteye başladım. Bir süre sonra turneler nedeni ile öğrenimime ara vermek zorunda kaldım. Kent Oyuncuları’ndan sonra sırasıyla Ulvi Uraz Tiyatrosu, Ayfer Feray Tiyatrosu ve en son Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nda oynadım. 1972 yılında Ertem Eğilmez’in beni beğenip seçmesiyle sinemaya adımımı attım. Özel televizyonların yaygınlaşması üzerine diziler yaptım. Bu sıralarda da üniversiteyi bitirmeyi ve böylece gençlere örnek olmayı kafama koymuştum. Çünkü Türkiye’nin okuyan insana ihtiyacı vardı. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV ve Sinema Bölümü’nü 1995 yılında bitirdim. Bu da yetmez deyip yüksek lisans öğrenimimi de tamamladıktan sonra tez müddetim başladı. Bundan sonra da çok özlediğim tiyatroyu ve sinemayı birlikte yapmayı planlıyorum…”

FIRINDA SÜTLAÇ

Dün sabah eşimin kahvaltı jestine karşılık benden de eşime bir FIRINDA SÜTLAÇ.... geldi dün öğleden sonra..

Malzemeler:
  • 1 litre süt
  • 1 su bardağı şeker
  • Yarım su bardağı pirinç
  • 1,5 yemek kaşığı buğday nişastası
  • Bir tutam tuz
  • 1 adet yumurta sarısı
  • 1 paket vanilya
Yapılışı:
  • Pirinçleriyıkıyoruz.Bir tencerede üzerini geçecek kadar su ve bir tutam tuz ekleyerek yumuşayana kadar orta ateşte pişiriyoruz.
  • Bir cezveye sütten biraz alıpiçine nişastayı koyup eritiyoruz.
  • Pirinçler yumuşayınca sütü, şekeri ve vanilyayı tencereye ilave ediyoruz.
  • Erittiğimizi cezve içindeki nişastayı da küçük ateşte biraz koyulaşana kadar pişiriyoruz. Daha sonra onu da tencereye ekliyoruz.
  • Tencereye yumurta sarısını da ekleyip iyice karıştırarak yediriyoruz.
  • Sütlaç koyulaşınca küçük fırın kaplarına 2 şer kepçe dolduruyoruz. 
  • Bir fırın tepsisine sütlaç kaselerini yerleştiriyoruz. Tepsinin ortasıan kadar su dolduruyoruz.
  •  Kapları önceden ısıtılmış 200 derece fırında üzeri kızarıncaya kadar pişiriyoruz. Ilık ya da soğuk bir şekilde servis ediyoruz. Afiyet olsun...

 "Körler sağırlar birbirini ağırlar... " gibi bir şey oldu dün bizim için. :)) Güzel bir cumartesi günü geçirdik. Tabi ki benim karın ağrımı saymazsak..:( Karın ağrım için Nescafe'nin Lif Aktif Life kahvesinden içtim faydası olur belki diye. Biraz rahatlattığını söyleyebilirim.