Sayfalar

31 Ekim 2010 Pazar

FIRINDA MÜCVER - KURU KÖFTE - IZGARA PATLICAN

Gaziantep'te mücvere ökçe diyorlar.Özellikle içine taze soğan ve sarımsak koyuyorlar. Tabi ki fırında değil yağda pişiriyorlar.
Yapılışı: Taze soğan ile taze sarımsağı ayıklayıp, yıkayıp, yeşil ve beyaz kısımlarını ince ince doğruyoruz. 3 tane orta boy kabağı kabuklarını soyup rendeliyoruz. Fırında yapacağım için kabakların suyunu sıkmadım. Maydanoz, taze nane ve dereotunu ince ince doğruyoruz. Kaşar peynirini rendeliyoruz. Doğradıklarımızla rendelediklerimizi bir kapta karıştırıyoruz. İçine 3 yumurta kırıyoruz. 4 yemek kaşığı tepeleme un ile 1 çay bardağı su ilave ediyoruz. Tuzunu, karabiberini koyup karıştırıyoruz. Fırın tepsisine döküyoruz. Çok kalın olmaması gerekiyor. 200 derece fırında üstü kızarana kadar pişiriyoruz. Afiyet olsun...
Yapılışı: Az yağlı kıymayı geniş bir kaba alıyoruz. İçine orta büyüklükteki bir soğanı rendeliyoruz. Maydanozları ince ince doğrayıp ekliyoruz. 1 tane yumurta kırıyoruz. 2 dilim bayat ekmeği robottan geçirip ekliyoruz. Bayat ekmek yoksa 2 kaşık irmik de koyulabilir. Tuz, karabiber, kimyon ekleyip yoğuruyoruz. Köfte şeklini verip kızgın yağda pişirebilirsiniz. Ama ben tost makinesinin ızgara bölümünde pişirdim. Afiyet olsun...

Patlıcanları ince ince doğrayıp bir kapta zeytinyağı ile yağlıyoruz. Tuzunu ekleyip tost makinesinin ızgara bölümünde pişiyoruz. Afiyet olsun...

30 Ekim 2010 Cumartesi

ZEYTİN TOPLADIK

Geçen haftasonu Kilis'in Karbeyaz köyüne yeşil zeytin toplamaya gittik. Çok eğlenceliydi. Zeytin bahçesi bayırdaydı. Biz de traktörle gittik. Baya maceralı, biraz korkarak hoplaya zıplaya bir yolculuk yaptık. Ama ne yazık ki bir hafta daha erken gelseymişiz tam yeşillerini toplayabilirmişiz. Ağaçlarda yeşil zeytinleri güçlükle bulabildik. Ama yine de yarım çuval topladık. Allah ekenden, dikenden, bakandan razı olsun. Teşekkür ederiz Çelebi ailesi. Sayelerinde kışlık zeytinimizi hazırladık.
Hoplaya zıplaya maceralı bir yolculuktu.


Yeşillerini bulmak için baya zorluk çektik.

Enes ile İdil çok eğlendiler.

Cemal Abim kendi zeytinleriymiş gibi topluyor maşallah...:)
Eşim ile ablam.. Sanki çocukluklarına dönmüşler de saklambaç oynuyorlar...

:) Güzel, eğlenceli, maceralı, yorucu bir gündü.
Topladığımız zeytinler..

Zeytinleri taşla kırdık.
Kırdığımız zeytinleri bidona doldurduk. İçine tuzlu su koyduk, kapağını sıkıca kapattık. Tuzlu suyu yumartayı yüzdürme tekniği ile hazırladım. Bunun için geniş bir kaba bolca su koyuyoruz. Suyun içine 2 avuç kadar iri tuz atıyoruz. Çiğ yumurtayı içine koyuyoruz. Yumurta hafif kalkınca tuzun kıvamı iyidir. Farklı zeytin kurma teknikleri var. Kimisi önceden tuz koymaz. 7-8 defa acı suyunu boşaltır. Sonradan tuzlandırır. Ama ben bu sefer kayınvalidemin yöntemini denedim. Bu şekilde yapınca yeşil zeytini yumuşamadan uzun süre yiyebiliyoruz.
Zeytinle beraber gelen kütür kütür üzümler...

29 Ekim 2010 Cuma

ACUR TURŞUSU

Yapılışı: Taze acurları(Biz acur olarak biliriz ama Hatay bölgesinde hıta da deniliyor. ) iyice yıkıyoruz. Turşu kavanozuna sıkı bir şekilde yerleştiriyoruz. Kavanozun 1/4 kadar sirke, bu büyüklükteki bir kavanoz için 6 yemek kaşık tepeleme tuz koyuyuruz. 7-8 diş sarımsağı soyup aralara yerleştiriyoruz. En üstüne yıkadığımız maydanozları sapları ile birlikte kapak gibi yerleştiriyoruz. Kavanozun kapağını sıkıca kapatıyoruz. Altına bir kap koyup bu şekilde 1 gün bekletiyoruz. Daha sonra kabı alabiliriz. Afiyet olsun...

ELMALI KURABİYE

Yapılışı:4 tane ekşi elmayı rendeliyoruz. Tencerenin içine koyuyoruz. 1 çay fincanı toz şekeri, tarçın ve 1çay fincanı dövülmüş cevizi tencereye ekleyip pişiriyoruz. Soğumaya bırakıyoruz. 3 su bardağı un ile1 paket kabartma tozunu eleyip ortasını açıyoruz. Erimemiş 1 paket margarini, 3 yemek kaşığı yoğurdu, 1 çay fincanına yakın pudra şekerini unun ortasına koyup yoğuruyoruz. Hamurda ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarlıyoruz. Merdane yardımı ile açıyoruz. Ortasına elmalı harçtan koyuyoruz, üzerini kapatıyoruz. 180 derece fırında 40 dk pişiriyoruz. Servis ederken üzerine pudra şekeri serpiyoruz. Afiyet olsun..

PATATESLİ KEK

Yapılışı: 2 yumurta, 1 tatlı kaşığı tuz, 1 su bardağı yoğurt, yarım su bardağı sıvı yağı büyük bir kasede karıştırıyoruz. İçine 2 su bardağı un,1 paket kabartma tozunu koyup tekrar karıştırıyoruz. 2 tane orta büyüklükteki patatesi kabuklarını soyup, zar şeklinde doğruyoruz. Maydanoz, taze nane, kekik ve dereotunu ince ince doğrayıp patatesle beraber büyük kasenin içine atıyoruz. Karıştırdıktan sonra yağladığımız fırın kabına döküyoruz. 200 derecede ısıttığımız fırında 40 dk pişiriyoruz.
Afiyet olsun...

28 Ekim 2010 Perşembe

BİZ CUMHURİYETİ BÖYLE KAZANDIK

Sizlere Gaziantep Kalesi'nin içinden, Panaroma Müzesi'nden görüntüler aktaracağım. Antep'e gelen ve milli değerlere önem veren herkesin görmesi gereken bir yer olduğunu düşünüyorum. Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasında Anteplilerin rolü çok büyüktür.
Gaziantep Kalesi
İşgalcilere aman vermeyen Karayılan
Kurşuna dizilen ondört şehit çocuk
Şahin Bey
Vatan mücadelesinde adlı-adsız birçok kahramanımızın yanında Şehit Şahinbey’in ortaya koyduğu kahramanlıkların ayrı bir önemi vardır. Özellikle Onun Fransız komutanına yazdığı mektup çok önemlidir. Bu mektup aziz milletimizin genel karakterini ortaya koymaktadır. Antepli Şahin Beyin Fransız Garnizonu Komutanlığına yazdığı mektup, tarihimizin şeref belgeleri arasındadır:
“Kirli ayaklarınızın bastığı şu toprakların her zerresinde bir damla Türk kanı karışıktır. Her bucağında bir atanın mezarı vardır. Adı belli olmayan zamanlardan beri Türkler bu topraklarda yaşamaktadır. Türk bu topraklara bu topraklar da Türk’e ısındı, kaynadı.
Sade siz değil, bütün dünya bir araya gelse bizi bu topraklardan ayıramaz.
Sonra siz hiç ömrünüzde; “Türk esir yaşamaz” diye duymadınız mı? Namus ve hürriyet için ölüme atılmak ise bize ağustos sıcağında soğuk su içmekten daha tatlı gelir.
Sizler canı kıymetli insanlarsınız.
Çatmayın bize.
Bir an evvel topraklarımızdan savuşup gidin. Yoksa kıyarız canınıza.”
21 Şubat 1920 / Antepli Şahin” (Antep savunması)
Antep'ten Kurtuluş Savaşı sahneleri

Antep savunmasında kadın erkek, yaşlı genç ve hatta çocuk denecek yaşta gazi evlatları mücadele vermiş, sonunda kurtuluşa ermişlerdir.
Şehit Kamil ve annesi

Fransız askerleri anasının peçesine uzanan ele tahammül edemeyen küçük Kâmil'i direndiği için vurmuşlar..
Birinci Dünya Savaşı sonunda 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi ile birlikte Antepliler ilk defa işgalle tanışmışlar. 17 Aralık 1918'de İngilizler Antep'e girmişler. Daha sonra Fransızlara devretmişler.
Sivas Kongresi
“Aziz Milletimizin en önemli karakteri bağımsızlıktır.”
İşgale katılan Fransız askerleri arasında bölgeden daha önce göç etmiş Ermeniler de vardı. Fransızlarla işbirliği yapan Ermeniler Anteplilere aklılara durgunluk verecek zulüm ve işkence yaptılar. Antep'i yaktılar, yıktılar ve 1920 yılının girişiyle savaş başlamış oldu.
İşgale katılan Fransız askerleri arasında bölgeden daha önce göç etmiş Ermeniler de vardı. Fransızlarla işbirliği yapan Ermeniler Anteplilere aklılara durgunluk verecek zulüm ve işkence yaptılar. Antep'i yaktılar, yıktılar ve 1920 yılının girişiyle savaş başlamış oldu.
Cepheye yiyecek hazırlayan Türk kadınları

Kurtuluş mücadelesindeki Antepliler
"BEN ANTEPLİLERİN GÖZLERİNDEN NASIL ÖPMEM Kİ..
TÜRKÜM DİYEN HER ŞEHİR, HER KASABA VE EN KÜÇÜK TÜRK KÖYÜ, GAZİANTEPLİLERİ KAHRAMANLIK MİSALİ OLARAK ALABİLİRLER." M. K. ATATÜRK
Antep şehrine verilen gazi madalyası
Ancak dışarıdan hiçbir yardım görmeden tamamen kendi olanaklarıyla 10 ay 9 gün mücadelesini düşmana karşı sürdüren halk açlık ve cephanesizlik sebebiyle 9 şu bat 1921'de Fransızlara teslim oldu. Bu suretle 1 Nisan 1920'de başlayan Gaziantep savunması dost düşman bütün dünyanın hayranlık ve takdirini kazanan kahramanlıklarla 11 ay sürdükten sonra açlık yüzünden sona ermiştir. Düşman bu süre içerisinde şehre 70.000 mermi atmış, şehir bir kül ve enkaz yığını haline gelmiştir. Antepliler şehirlerinin savunması uğruna 6000'den fazla evladını şehit vermiştir.
Gaziantep Savunması son günlerini yaşarken bu savunmanın olağanüstü anlam ve önemini takdir eden Türkiye Büyük Millet Meclisi 8 Şubat 1921 tarihli toplantısında 93 numaralı kanunla, dünyada başka hiçbir şehre nasip olmayan "GAZİ"lik unvanını vermiştir.
15 Mart 1921 tarihinde Londra'da Türk Dışişleri Bakanı ve Fransız delegasyonunun Antep, Adana ve çevrelerinin Türkler'e geri verilmesi hususunda anlaşmaya varmaları üzerine Antepliler büyük bir sevinç ve heyecana boğulmuşlardır. Nitekim bu , antlaşma Ankara Antlaşması ile son şeklini almış ve 25 Aralık 1921'de son Fransız askeri Gaziantep'i terk ederken kahraman Türk ordusu halkın coşkun sevinç gösterileri içinde Gaziantep'e girmiştir.
Gaziantep Savunması; dost düşman herkesin hayranlık ve takdirini kazanan Milli Kurtuluş Savaşı tarihimizde eşsiz kahramanlığı ile hem kendini hem de Güneydoğu Anadolu'yu düşman işgalinden kurtaran halkın zaferidir. Aynı zamanda İman kuvvetinin, milli birliğin ve milli benliğin bir şahlanışıdır. Gaziantep savunmasında Şehit Kamiller (Mehmet Kamil) "Anamın peçesi açılmasın, mabedimin göğsüne namahrem eli değmesin" diye düşmana karşı kahramanca mücadele ettiler. Şahin Bey (Mehmet Sait) ve çeteleri, "düşman cesedimizi çiğnemeden Antep'e giremez" diyerek oracıkta şehit olmadan düşmanı bir adım bırakmadılar. Molla Mehmet (Karayılan) ve nice kahramanlar ezelden beri hür yaşadıkları için "Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda" diyerek seve seve şehit olmuşlardır.
Kurtuluş mücadelesinden bir sahne

Bağımsızlık mücadelesi veren ulusların, özellikle de ekonomik, kültürel ve siyasal kıskaca alınan Türk ulusunun; Antep savunmasından alacağı çok dersler vardır. İşgalden kurtulmanın en büyük unsuru “kuvvayi milliye” hareketinin nasıl gerçekleştiğini, milletimizin en zor şartlar altında bile nasıl kahramanlıklar ortaya koyduklarını Türk'üm diyen herkes evlatlarına öğretmek zorundadır.

24 Ekim 2010 Pazar

YAYLA ÇORBASI

Yapılışı: 1 su bardağına yakın pirinci 6 su bardağı suda haşlıyoruz. Bir kasede 1 su bardağı yoğurt,,1 yemek kaşığı un ve 1 yumurtayı çırpıyoruz, terbiyesini yapıyoruz. Kaynayan çorba suyundan 2 kepçe terbiyenin içine alıp karıştırıyoruz. Daha sonra çorbayı karıştırarak terbiyeyi çorbaya ilave ediyoruz. Çorbaya tuz ve kuru nane ekleyip bir taşım kaynatıyoruz. Servis ederken üzerine teryağında kızdırdığımız toz biberi gezdiriyoruz. Afiyet olsun....

ATIŞTIRMALIK MISIR

Alışveriş merkezlerinde satılan mısırlar varya işte onlardan... İlk çıktığı zamanlarda Ankara'daydım, hangi alışveriş merkezine gitsem mutlaka alırdım, çok severdim. Ankara günlerimi hatırlatan bir atıştırmalık oldu.
Yapılışı: 1 parça tereyağını veya margarini eritiyoruz. Mısırları içine atıyoruz, şöyle bir karıştırıyoruz. Daha sonra mısırları bir kaseye alıp tuz, karabiber, kimyon, nar ekşisi, acı sosla tatlandırıyoruz. Baharatlar ve tatlandırıcılar size kalmış. İşte bu... Afiyet olsun...

KABAK SANDAL

Yapılışı: 3 tane kabağı dik bir şekilde ortadan ikye kesip tuzlu suda haşlıyoruz. Çok fazla yumuşamamasına dikkat ediyoruz. Haşladıktan sonra ortasındaki çekirdeklerini çıkarıyoruz. Zaten haşlandığı için kolayca çıkıyor. Tavsiyem çok haşlamışsanız çekirdeklerini çıkarmak için uğraşmayın, parçalanabilir çünkü. Başka bir tencereye yarım çay bardağı  sıvı yağ ile 3 yemek kaşığı unu kavuruyoruz. Yavaş yavaş karıştırarak 1 su bardağı sütü içine ekleyip beşamel sos hazırlıyoruz. Beşamel sosun içine garnitür ve rendelenmiş kaşar ekliyoruz. Hazırladığımız karışımı çekirdeklerini çıkardığımız kabakların üzerine koyuyoruz. Kabak sandalları fırın kabına alıyoruz. Üzerlerine kaşar serpip 200 derce fırında yarım saat pişiriyoruz. Afiyet olsun...


23 Ekim 2010 Cumartesi

EZOGELİN ÇORBASI

Yapılışı: 1 su bardağı kırmızı mercimek ile yarım su bardağı bulguru 3 su bardağı su ile haşlıyoruz. Bulgur ile mercimek haşlandıktan sonra 3 bardak et suyunu ilave ediyoruz. Tencerenin içine mevsiminde ise 2 tane do-mates, 1 yemek kaşığı domates salçası, 50 gr tereyağı (margarin paketlerinin üzerindeki işaretlerden çıkararbilirsiniz), tuz, karabiber, naneyi ekliyoruz. Karıştırıp kaynamasını bekliyoruz. Afiyet olsun....

BAKIRCILAR ÇARŞISI-2

çarıklar (kışın evde giymeye çok rahat oluyor)
Çeyiz sandıkları
Yemekteyiz masa örtüleri

gelin duvakları

kına sepeti

Menengiç kahvesi

biraz yağlı ve acı bir kahve. sütlü ve şekerli pişirilince çok güzel oluyor.

BAKIRCILAR ÇARŞISI-1

Hemen hemen her ilde bakırcılar çarşısı vardır. Burası da Gaziantep'in bakırcılar çarşısı... Gaziantep kültürel anlamda çok zenginlik barındıran bir şehir. Bu açıdan burayı seviyorum...
Sedef kakma
Bakır cezve ve fincanlar

Antep işi masa örtüsü



bakır şekerlik
bakır servis tabağı
bakır tabaklar

bakır ustası