Sayfalar

28 Nisan 2012 Cumartesi

ISPANAK ÇORBASI

Malzemeler:
  • 250 gr ıspanak (yapraklar)
  • Zeytinyağı
  • 1 adet soğan
  • 2 yemek kaşığı un
  • 1 su bardağı süt
  • 3 su bardağı su
  • Limon suyu
  • Tuz , karabiber
  • 2 diş sarımsak
Yapılışı:
  • Ispanakları iyice yıkayıp ince ince doğruyoruz.
  • Soğanları ince ince doğrayıp zeytinyağla kavuruyoruz.
  • Unu ekleyip soğanlarla birlikte kavuruyoruz.
  • Sütü ve suyu ekleyip içine ıspanakları atıyoruz.
  • Tuzunu ve karabiberi ekleyip ıspanaklar pişene kadar kaynatıyoruz.
  • Kaynadıktan limon suyunu ve rendelenmiş sarımsağı ekleyip bir taşım kaynatıyoruz.
  • Servis ederken üzerine yağda kızdırılmış toz kırmızı biber gezdiriyoruz. Afiyet olsun...

BENİ BİR AN BİLE SENSİZ BIRAKMA....

Bu akşamın şarkısı bu olsun ve aşkıma gelsin....

27 Nisan 2012 Cuma

FELLAH KÖFTESİ


Malzemeler:
  • 1 su bardağı köftelik bulgur
  • 2 çorba kaşığı un
  • Yarım su bardağı irmik
  • 1 çay kaşığı kimyon
  • 1 tatlı kaşığı domates salçası
  • 2 çay kaşığı tuz
  • 1/2 çay kaşığı karabiber
  • 1 yumurta
Sosu için:
  • 5,6 diş sarımsak
  • 2,3 tane domates
  • Yarım yemek kaşığı biber salçası
  • Karabiber
  • Nane
  • Tuz
  • Zeytinyağı
  • Üzeri için nar ekşisi ve yoğurt
Yapılışı:
  • Bu yemeği malzemelerini biraz fazla tutarak hazırladığınız köfteleri haşlayıp bir kısmını buzluğa atabilirsiniz. Ama ben 2 -3 kişilik malzemelere göre anlatıyorum. 1 bardak köftelik bulgurun üzerine sıcak su gezdirip 10 dk bulgurların şişmesini bekliyoruz.
  • Blgurlar şişince irmiği, unu, yumurtayı, domates salçasını, kimyonu, tuzu ve karabiberi ekleyip iyice yoğuruyoruz. Yoğururken azar azar sıcak su kullanarak hamuru toparlayabiliriz.
  • Fındık büyüklüğünde parçalar alıp yuvarlayıp, parmağımızla ortalarına hafifçe bastırıyoruz.
  • Bütün hamuru bü şekilde şekillendirince Bir tencerede tuzlu suyu kaynatıyoruz. Kaynayan suya hazırladığımız köfteleri atıp pişiriyoruz.
  • Diğer taraftan domatesleri ve sarımsakları rendeliyoruz. Zeytinyağında biber salçasını ekleyerek kavuruyoruz. Nane ve karabiber ile tatlandırıyoruz.
  • Pişen köftelerimizi kevgirle alıp hazırladığımız sosun içine atıyoruz. Şöyle bir karıştırıp servis tabağına alıyoruz.
  • Üzerine nar ekşi  gezdiriyoruz. Yanında yoğurt ile afiyet ile yiyoruz.

26 Nisan 2012 Perşembe

ZEYTİNYAĞLI BAKLA YEMEĞİ



Malzemeler:
  • 1 kilo bakla
  • 2 tane orta bou kuru soğan
  • 1 yemek kaşığı domates salçası
  • Tuz.
  • Bir tutam dereotu
  • Zeytinyağı
Yapılışı:
  • Baklanın kılçıkları ayıklayıp 2-3 cm uzunluğunda doğruyoruz. İyice yıkayıp suyunu süzüyoruz.
  • Kuru soğanları ince ince doğrayıp zeytinyağında kavuruyoruz. Soğanlar hafif ölünce içine domates salçasını atıp kavurmaya devam ediyoruz.
  • Baklaları da tencereye atıp şöyle bir kavurup 2 su bardağı suyumuzu ekliyoruz.
  • Tuzunu  ve ince kıyılmış dereotunu eklemeyi unutmuyoruz. Ben düdüklü tencerede pişiriyorum. O nedenle 20 dk da pişiyor. Afiyet olsun..
  •  
 

YAZ HAMİLELERİNE ÖNERİLER


"Anne Olunca Anladım" sitesinden alıntı bir yazı aktarıyorum

Vücut ısıları yükselen, tartıları ve kan hacimleri artan, akciğer kapasiteleri daralan hamileler için sıcaktan korunmak daha da önemli. Özellikle hamileliğin ilk yarısında hipotansiyon (tansiyon düşüklüğü) sık rastlanan bir şikayet. Yaz aylarında ısı ve terleme ile oluşan sıvı kaybı eğer yerine konmazsa bayılmalara neden olabilir. Bu nedenle, her zaman olduğu gibi, 2 litre sıvı, özellikle de su içilmesi gebelikte daha büyük önem taşır. Sık aralıklarla az miktarda su içmek ve yemek yemek hem sıvı açığının oluşmasını engeller; hem de hipoglisemi (düşük kan şekeri) nedeniyle görülebilecek rahatsızlıkları da ortadan kaldırabilir Yaz aylarının nimetlerinden faydalanıp, bol bulunan meyve ve sebzelerden tüketmek en sağlıklısı. Bebeğin gelişimi için yeterince protein ve kalsiyum alınması da çok önemli. Yaz ayları dondurmasız geçmez. Hamileler dikkatli olmalı, “iki canlıyım”, “bebek istedi” diyerek aşırı tüketen annelerde şeker hastalığı olma olasılığını akıldan çıkartmamak gerekir. Hamilelikte mide boşalma süresi uzadığından, hazmı zor, kızartma, aşırı yağlı ve şekerli yiyeceklerden kaçınmak gerekir.
ÖDEME KARŞI KISA YÜRÜYÜŞ!
Gebelikte kan hacmi ve damar geçirgenliğinin artması ile özelikle ayak ve bacaklarda görülen ödem rahatsızlık verici boyutlara ulaşabilir. Ödeme sıcakların etkisi ile toplardamarların genişlemesi de eklenince, hamileler evde giyecek ayakkabı bulamayabilirler. Sıvı alımına dikkat ederken, sodyum-tuz alımına da özen göstermek gerekir. Kesin bir tuz kısıtlaması yapılmamalı, ancak tuzlu çerez, işlenmiş gıdalar, şarküteri gibi aşırı tuzlu yiyecekler tercih edilmemelidir. Uzun süre ayakta durmak, oturmak ya da güneşte kalmak ödemi arttırabileceğinden, gün ortasında 11.00-16.00 arası doğrudan güneşte kalmaktan sakınmak, kısa yürüyüşler yapmak ve ödem olması durumunda yatarak ayakları yükseltmek alınabilecek önlemlerdendir.
HAMİLELERE YÜZME ÖNERİSİ
Hamilelikte önerilen en ideal sporlardan biri yüzmektir. Eğer kanama, düşük tehdidi, yüksek tansiyon, erken doğum gibi hamileliği komplike eden bir durum yoksa, son aya kadar deniz veya havuzun temiz olması koşulu ile yüzmek sıcaklarla mücadele etmenin en güzel yollarından biridir. Ayrıca hamilelik boyunca aktif olmak kan şekerini düzenler, oksijen kullanımını arttırır, tartı alımını dengede tutar ve normal doğumu kolaylaştırır.

Hamilelerin giyim tarzının da rahat olması gerek. Hamile bayanın giyimi, ayaklarda oluşan kan göllenmesini arttırmayacak şekilde, diz kalça ve belde rahat olmalı, yaz aylarında gereksinime göre eklenip çıkartılabilecek özellikte ince katmanlardan oluşmalıdır.

CİLDİNİZ LEKELENMESİN!
Hamilelikte cilt lekelenmeye yatkındır ve hamilelikte oluşan “kloazma” adı verilen gebelik maskesi gebelikten sonra da kozmetik sorun yaratabilmektedir. Güneş lekelenmenin oluşumunu arttırır. Gün ortasında doğrudan güneş altında kesinlikle bulunulmamalı, şapka, güneşlik, giysiler ve yüksek koruma faktörlü ürünlerle güneşin zararlı etkilerinden korunmalıdır. Ayrıca annenin vücut ısısının artması, gelişen bebeğe zarar verebileceğinden, uzun güneş banyoları ve solaryum önerilmez.
Özetle hamileler güneşten sakınmalı, bol su içmeli ve denizin keyfini çıkarmalılar.



25 Nisan 2012 Çarşamba

PORTAKAL REÇELİ

Malzemeler:
  • 1 kilo portakal
  • 3 su bardak şeker
  • 1 su bardağı portakal suyu
  • 1 su bardağı su
Yapılışı:
  • Portakalların kabuklarını soyup kare şeklinde küçük küçük kesiyoruz.
  • Bir tencerenin yarısına kadar su doldurup portakal kabuklarını içine atıp pişiriyoruz. Hem böylece portakal kabuklarının acısı da çıkıyor. Ama bence portakalın cinsine göre değişiyor. Benim aldığım portakalllar kalın kabukluymuş. Bu nedenle düdüklüde haşlasam daha iyi olacakmış diye düşündüm.

  • İyice yumuşadığı zaman suyunu döküp üzerine şeker ve portakal suyu ilave edip kaynatıyoruz.
  • Bir büçük saat kadar kaynatıyoruz. Böylece reçelimizi biraz koyulaşıyor. Üzerindeki köpükleri alıyoruz. 15-10 dk daha kaynatıp tencerenin altını kapatıyoruz.Sıcakkken kavanoza koyup ağzını sıkıca kapatıyoruz. Afiyet olsun...

24 Nisan 2012 Salı

YOĞURT TATLISI

Aslında bu tatlı için "şerbetli kek" de diyebiliriz. Yalnız hiç yağ koymuyoruz.

Malzemeler:
  • 2 yumurta
  • 1/2 su bardağı toz şeker
  • 1,5 su bardağı yoğurt
  • 2 su bardağı un
  • 1 paket kabartma tozu
Şerbeti için:
  • 2 su bardağı şeker
  • 2 su bardağı su
  • 3-4 damla limon suyu
Üzeri için:
  • Hindistan cevizi
  •  
Yapılışı:
  • Öncelikle 2 bardak su ile 2 bardak toz şekeri kaynatıp şerbetini hazırlıyoruz. Şerbetimizin soğuması gerekiyor. Şerbetin çok yoğun olmaması için 2 bardak şeker yeterli. Çok yoğun şerbet bence revani ve bu tatlı gibi tatlılara yakışmıyor, ağırlaştırıyor tatlıyı.
  • 2 yumurta ile yarım su bardağı toz şekeri çırpıyoruz.
  • Yoğurdu ekleyip karıştırıyoruz.
  • Unu ve kabartma tozunu da ekleyip iyice çırpıyoruz.
  • Yağlamış olduğumuz borcama karışımı döküyoruz.
  • 180 derecede üzeri kızarana kadar pişiriyoruz. Pişip pişmediğini anlamak için kürdan batırabiliriz.
  • Fırından çıkar çıkmaz elimizi yakmadan tatlımızı dilimliyoruz ve soğumuş şerbetimizi üzerine döküyoruz. Şerbeti çekmesi için 10 dk bekliyoruz.Ben fotoğraflamak için acele etmişim. O nedenle üzerine hindistan cevizi serpmeyi unutmuşum. Ama hindistan cevzi çok yakışıyor bu tatlıya.Servis edip afiyetle yiyoruz...

TAHİNLİ ÇÖREK


Malzemeler:
  • 3,5 su bardağı un
  • 1 paket yaş maya -veya 1 paket toz maya da olabilir
  • 1 su bardağı süt
  • 1 yumurta
  • 1 su bardağı sıvı yağ
  • 2 kaşık tereyağ (margarin de olabilir.)
  • tuz
  • su
İç malzemeleri
  • 1 su bardağı tahin
  • 1 su bardağı şeker
Üzeri için:
  • Susam
Yapılışı:
  • Unu yoğurma kabının içine alıp ortasını havuz gibi açıyoruz.
  • Yaş mayayı açtığımız havuzun içine koyup üzerine sütü döküyoruz. Süt ile mayayı elimizle karıştırarak eritiyoruz.
  • Daha sonra yumurtayı, sıvı yağın yarısını ve tereyağı, tuzu ekleyip azar azar su ekleyerek yoğuruyoruz. Kulak memesi kıvamında hamur elde etmemiz gerekiyor. Kıvamı tutturuncaya kadar azar azar un veya su ekleyebliriz.
  • Elde ettiğimiz hamuru 3 beze olacak şekilde parçalıyoruz.
  • Bezelerin her birini önce merdane yardımıyla, iki avcumuzun büyüklüğüne ulaşınca da elimizi kalan sıvı yağa batırarak hamuru açıyoruz.
  • Tahini kaşıkla açtığımız hamurun üzerine sürüyoruz. Üzerine şeker serpiyoruz.
  • Hamuru ucundan başlayarak katlıyoruz. Bıçakla 2 parmak enliğinde kesiyoruz. Yağladığımız tepsiye sıkışık bir şekilde sıralıyoruz.
  • Tepsiyi fırına yerleştirip 180 dercede pişiriyoruz. Afiyet olsun...
Söylemeden geçemicekm anneciğimin ellerinden çıktı bu çörekler. Hamileliğimin ilk üç ayı zor geçmişti. O sıra yanımızdaydı kendisi. O zaman yapmıştı bu güzelim çörekleri... Ama ben henüz yayınlayabiliyorum.

23 NİSAN KAHVALTISI

Eger bir gun yolunuzu kaybederseniz...;

Bir cocugun gozlerinin icine bakin!

Cunku;
Bir cocugun,bir yetiskine her zaman ogretebilecegi 3 sey vardir:

1-Nedensiz yere mutlu olmak,

2-Her zaman mesgul olabilecek birsey bulmak,

3-Ve elde etmek istedigi sey icin var gucuyle dayatmak

Taner Bey'den Müge Hanım'a ve bebişine 23 Nisan tatiline özel yumurtalı tost... 

Bu güzel tost için eşime teşekkür ediyorum..

23 Nisan 2012 Pazartesi

CEVİZLİ ERİŞTE VE AYVA KOMPOSTOSU

Malzemeler:
  • 2 su bardağı erişte (ev makarnası)
  • 2 yemek kaşığı tereyağı
  • Tuz
  • Üzeri için dövülmüş ceviz
Yapılışı:
  • Bir tencereye suyu koyup kaynatıyoruz. İçine tuz atmayı unutmuyoruz.
  • Su kaynayınca erişteleri içine atıyoruz. 4-5 dk haşlandıktan sonra suyunu süzüyoruz.
  • Yine aynı tencerede tereyağını eritip süzdüğümüz erişteleri içine atıyoruz. Şöyle bir karıştırıp servis tabağına alıyoruz. Üzerine bolca ceviz serpip afiyetle yiyoruz.
AYVA KOMPOSTOSU
Malzemeler:
  • 3 tane ayva
  • 2 su bardağı şeker
  • 1 tatlı kaşığı tarçın- çubuk tarçın da olabilir
  • 6 su bardağı su
Yapılışı:
  • Ayvaların kabuğunu soyup küçük küçük doğruyoruz.
  • Bir tencereye 6 bardak suyu, 2 bardak şekeri ve 1 tatlı kaşığı tarçını koyuyoruz. İçine doğradığımız ayvaları atıp iyice yumuşayana kadar pişiriyoruz. Afiyet olsun...

NEDEN ÇOCUKLARIN BAYRAMI?

     Atatürk, bütün çocukları çok sever, onlarla yakından ilgilenir, sorunlarının giderilmesi için her türlü çabayı göstermekten geri kalmazdı.
     Savaş yıllarının en kötü koşullarında bile, çocuklarla yakından ilgilenmiş, bir çok çocuğu koruması altına almıştır. Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından yapılan çalışmaları sürekli takip ederek, bu kurumun işlevini tam anlamıyla yerine getirebilmesi için büyük gayret sarfetmiştir.
Büyük Önder Atatürk’ün çocuk sevgisi çok büyüktü. Çağdaş ve mutlu bir Türkiye’yi çocuklarda görür, her fırsatta çocuklarla sohbet etmekten hoşlanır, adeta onlarla dertleşirdi. Gittiği yerlerde bulunan korunmaya muhtaç çocukların barındırıldıkları yurtları ziyaret ederek, onlara çeşitli hediyeler verirdi. Ülkenin gelişip yükselmesinin çocukların iyi şekilde yetiştirilmesiyle sağlanabileceğine inanır, bu nedenle de milli eğitim işleriyle yakından ilgilenirdi.
     Atatürk, Türk çocuklarının bütün zorlukları aşabilecek kabiliyette olduğuna inanmış, bağımsızlığın ve millet iradesinin en üst seviyeye çıktığı kurum olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı günü Türk çocuklarına armağan etmiştir. Geleceğin teminatı olarak gördüğü çocuklara olan güvenini her fırsatta dile getirmiş, 1922 yılında Bursa ilini ziyaretleri sırasında kendisini karşılayan, çocuklara şöyle seslenmiştir; “Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.”
Atatürk, TBMM’nin açıldığı gün olan 23 Nisan’ı çocuklara armağan ederek çocuklara verdiği önemi ve çocuklara duyduğu güveni ortaya koymuş, Türkiye’nin geleceğini emanet ettiği çocuklara en iyi eğitimin, bilimin ışığında verilmesi gerektiğini her fırsatta dile getirerek, bütün imkanların bu doğrultuda seferber edilmesi talimatını vermiştir.
     23 Nisan 1924’te, 23 Nisan gününün bayram olarak kutlanmasına karar veren Atatürk, 23 Nisan 1929’da bu bayramı çocuklara armağan ederek, dünyada bir eşi ve benzeri daha bulunmayan eşsiz bir davranış örneği sergilemiştir

BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN ÇOCUKLAR!!

21 Nisan 2012 Cumartesi

PIRASA DOLMASI

Malzemeler:
  • 6 tane orta kalınlıkta pırasa
  • 2 su bardağı pirinç
  • 250 gr kıyma
  • 1 yemek kaşığı domates salçası
  • Yarım yemek kaşığı biber salçası
  • Yarım demet maydanoz
  • Tuz, karabiber, kimyon, yeni bahar
  • Yarım çay bardağı zeytin yağı
Yapılışı:
  • Pırasaların beyaz yerlerili 4 cm uzunluğunda kesiyoruz.
  • Tuzlu suda kestiğimiz pırasaları hafif yumuşayana kadar haşlıyoruz.
  • Pırasaların iç katmankarını parmağımızı sokarak çıkartıyoruz. Her kestiğimiz pırasa diliminin en dıştaki 3-4 katmanını kullanabiliriz. Pırasanın kalınlığına göre bu durum değişebiliri.
  • Diğer malzemeleri bir kapta karıştırıyoruz.
  • Pırasa zarlarının içine dolduruyoruz.
  • Tencerenin en altına biraz sıvı yağ gezdiriyoruz. Pırasa dilimlerinin iç katmanlarını tencerenin altına diziyoruz ki pişerken altını tutmasın. Doldurduğumuz pırasaları tencereye diziyoruz. 1 parmak geçecek şeklde su koyuyoruz. Bir fiske tuz gezdirip pişiriyoruz.
  • Piştikten sonra üzerie limon sıkarak yiyebiliriz. Afiyet olsun...

YALOVADAN GELEN HEDİYEM...


Hediyeleşme etkinliğinde Yalova'dan sevgili Necla Şölen ile eşleşmiştik. Kendisi yemek ve dikiş alanlarında çok yetenekli. Bloğunda da bu marifetlerini sergiliyor. Üzerimdeki önlüğü kendisi dikmiş. Çok beğendim,  teşekkür ediyorum Necla Hanım'a.  bloğundan gördüğüm kadarıyla benim hediyem de kendisine ulaşmış. Ben de Antep'e özgü bir  bakır şekerlik göndermiştim. Umarım hayatları eşi ve çocukları ile içine koyacakları şekerler kadar tatlı geçer...

MANTI

Kayınvalidem yanımıza geldi. Sağolsun hamileyim diye ben okuldayken mantı yapmış. Onlar mantıya "hinggel" diyorlar. Bize de yemesi düştü.. Çok lezzetliydi annecim, ellerine sağlık.
Malzemeler:
hamur malzemeleri:
  • 2 su bardağı un
  • 1 yumurta
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • ılık su
iç malzemeleri::
  • 400 gr kıyma
  • 4 kuru soğan
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • 1 tatlı kaşığı karabiber
Üzerine: Sarımsaklı yoğurt ve tereyağına kızdırılmış toz pul biber

Yapılışı:
  • Unu ve tuzu yoğurma kabına alıyoruz. İçine 1 yumurta kırıp ılık suyla yoğuruyoruz. Biraz sert bir hamur olması gerekiyor.
  • Yoğurduğumuz hamuru 4 bezeye ayırıp 20 dk dinlendiriyoruz.
  • Kuru soğanları ince ince doğrayıp kıyma ile karıştırıyoruz. Yarım çay bardağı su ile tuz ve karabiberini ekleyip karıştırıyoruz.
  • Düz bir zemin üzerinde oklava ile hamuru açıyoruz. Açtığımız hamur yufka ekmeği kadar ince olmamalı ala çok da kalın olmamalı.
  • Hamuru bıçakla karelere kesiyoruz. Bazı bölgelerde kareleri çok küçük kesiyorlar. Ama kayınvelidemler biraz büyük kesiyorla ki pişerken içine su girsin. Yerken böylesi daha lezzetli oluyor bence..
  • Her kareye kıymalı harçtan azar azar koyup kareleri kapatıyoruz. Kapatırken içine su girebilmesi için köşelerden kapatılması gerekir.

  • Bir tencerede su kaynatıyoruz. İçine de bir tatlı kaşığı iri tuz atıyoruz. Su kaynayınca Mantılarımızı suyun içine atıyoruz. Pişince süzgeçle çıkartıp üzerine sarımsaklı yoğurt döküyoruz. Teryağında kızdırdığımız toz kırmızı biberi de üzerine gezdiriyoruz. Afiyet olsun...

15 Nisan 2012 Pazar

BEBİŞİN İLK CİCLERİ

18. haftayı bitiriyoruz. Cinsiyetimiz erkek. Bu cicler henüz cinsiyetini öğrenmediğimiz zamanlarda bebişimin anneannesi tarafından yapıldılar...


Sanki kız cicileri gibi duruyor acaba? :/

HAMİLELERİN BAŞ UCU KİTABI...

İnternetten ve televizyon programlarından takip ettiğim Ayşe Öner'in "Hamilelik, Doğum ve Bebek Bakımı" kitabını geçen ay edinmiştim. Ama henüz yayınlayabildim. İçinde çok güzel bilgiler var. Özellikle ilk bebeklerine hamile olan anne adaylarının çok işine yarayacağına inanıyorum. Ayrıca Ayşe Öner ünlülerin hamilelik ve doğum koçluğunu yapmakta. Ben tavsiye ediyorum.. Aşağıdaki siteden de kendisini takip edebilirsiniz.
http://www.ayseoner.com.tr/

İYİ Kİ DOĞMUŞUM BEN...

Ve hayat hak ettiği gibi yaşandığında güzel...
Kimseyi değiştiremezsin hayatta
Ve kimse için de değişmemelisin.
Kimliğini kaybettiğin an, hayatını çöpe attın demektir.
İstemediğin sürece hiçbir şey için ödün vermeyeceksin hayatta. Gün gelir verecek bir şeyin kalmaz çünkü.
Her şeyi sen istediğin için yapacaksın, başkası senden istediği için değil.
Ve sen! Sen olarak kaldığın sürece senin yanında olanlar da mutlu olacaklardır.
Bırak hayatına eşlik etmek isteyenler gelsin seninle. Yolun bitimine kadar gelmeleri şart değil. Herkesin gidebileceği bir yol vardır. Sen yeterki yanında yer ayırmayı bil. Ne sen kimse için mecburi istikametsin, ne de bir başkası senin için mecburi..Seninle gelmek isteyenleri yanına al. Belki birlikte daha bir çok şey katabilirsiniz bu hayata. Yanında seni mutlu ettiği sürece kalsın hayatında, zorlama kendini.
Hayat rahat insanlarla güzel.
Ve hayat hakettiği gibi yaşandığında güzel...

32 yaşıma girdim bugün. Hayatı hakkını vererek yaşamaya çalıştım şimdiye kadar. Çok şükür Rabbime hep güzel şeyler  ve güzel insanlar karşıma çıkardı. Tabi olumsuz durumlarım, çok üzüldüğüm dönemlerim oldu. Ama bunları atlatabilme gücünü sevdiklerimle birlikte buldum. 32 yaşımda içimdeki küçük kalple birlikte sanki yeniden doğmuş gibiyim. Yine çok şükür ki bu güzelliği yaşıyorum. İyi ki doğmuşum diyorum.. Her zaman yanımda olan  canım aileme; hayatımı anlamlandıran, mutluluğu bana tattıran biricik eşime; desteklerini hissettiğim sevgili dostlarım ve arkadaşlarıma teşekkür ederim...

11 Nisan 2012 Çarşamba

FİNCAN BÖREĞİ

Aslında bu börekler Kurban Bayramı'nda yapılmıştı. Ama ben unutmuşum bunları yayınlamayı. Bu güzel börekler sevgili kayınvalidemin elcağızlarından çıktı. Pişiren de tabi ki bendim.
Malzemeler:  Kayınvalidem bol kepçe olduğu için malzemelerin ölçüsünü veremiyorum.
  • Un
  • Yaş maya
  • Soğan
  • Kıyma
  • Tuz , karabiber
  • Sıvı yağ
  • Alüminyum çaydanlık kapağı yada kesici bir yuvarlak nesne.
Yapılışı:
  • Mayalı hamuru yoğuruyoruz ve mayalanması için bekliyoruz. 4 büyük yumak çıkacak kadar hamur yoğurmalıyız.
  • Diğer taraftan kıymalı harcı hazırlıyoruz. Soğanı ince ince doğrayıp kavuruyoruz.Kıymayı da ekleyip çok az kavuruyoruz. Fazla kavrulmaması gerekiyor.
  • Hamur mayalandıktan sonra 4 büyük yumak yapıyoruz. 1. yumağı oklava ile incecik açıyoruz.
  • Bu yufkayı genişçe bir yüzeye alıyoruz, kurumaması için üzerini bezle örtüyoruz.
  • 2. yumağı da açıyoruz. Açtıktan sonra kıymalı harçtan öbek öbek koyuyoruz.
  • Daha önce açtığımız yufkayı bunun üzerine seriyoruz. Kıyma koyduğumuz yerlerden alüminyum çaydanlık kapağı ile kesiyoruz.

  •  Kestiğimiz börekleri kızgın yağda kızartıyoruz. 
Afiyet olsun...

6 Nisan 2012 Cuma

TİTREK BULMAÇ

Çocukluğumu hatırlatan bir muhallebi. Sevgili Naime Teyzecim çok yapardı. Böyle kaseyi sallayınca muhallebinin titremesi çok hoşuma giderdi. Bundan dolayıdır ki bu tatlının bizim ailedeki adı "Titrek Bulmaç"tır. 

Malzemeler:
  • 6. su bardağı su
  • 1 su bardağı toz şeker
  • Yarım su bardağı buğday nişastası
  • Dövülmüş ceviz

Yapılışı:
  • Nişastayı bir kasede suyla eziyoruz.
  • Tencereye 6 su bardağı su dolduruyoruz. Sulandırılmış nişastayı ve şekeri ekliyoruz. Karıştırarak pişiriyoruz. Nişastası az gelmiş ise 1 kaşık nişastayı suladırarak ekleyebiliriz.
  • Koyulaşınca tencerenin altını kapatıp, muhallebiyi kaselere aktarıyoruz. ÜZerlerine dövülmüş ceviz serpip servis edyoruz. Afiyet olsun..

KIRMIZI BİBER KURUSU

Sağolsun Havane Yengemin kuruttuğu kırmızı biberler kışın sofralarımızı süsledi.

Malzemeler:
  • 10-15 tane kırmızı kurutulmuş biber
  • 1 kase  yoğurt
  • 2-3 diş sarımsak
  • Sıvı yağ
Yapılışı:
  • Kırmızı biberleri kaynar suda hafif yumuşatıyoruz.
  • Yumuşadıktan sonra bıçakla 4-5 bölüyoruz.
  • Sıvı yağ kpyduğumuz bir tavada soteliyoruz.
  • Sarımsaklı yoğurdu servis ederken üzerine döküyoruz. Afiyet olsun..



5 Nisan 2012 Perşembe

PAZI SARMASI

Malzemeler:
  • 3 bağ pazı
  • Pirinç (Dolma ve sarmalarda hiçbir zaman pirinci ölçülü koyamam. Çok gelirse buzluğa atarım, az gelirse bitmesine yakın biraz daha eklerim.)
  • İnce doğranmış kuru soğan, sarımsak rendesi
  • Domates rendesi, domates salçası, biber salçası (hepsinden de kullanıyorum, domatesi mevsimindeyse ya da yazdan hazırladığım konserve varsa kullanıyorum.)
  • Tuz, karabiber, kimyon, yeni bahar, nar ekşisi. Buraya kadar tüm dolma ve sarmalar için aynı.
  • Taze nane, maydanoz
  • Zeytinyağ
Yapılışı:
  • Pazıları tuzlu kaynamış suda batırıp çıkarıyoruz. Pazı yaprakları ince olduğu için fazla bekletmiyoruz.
  • Pirinçleri yıkıyoruz ve süzdürüyoruz.
  • Soğanları, maydanozu ve naneyi ince ince doğruyoruz. Domatesleri ve sarımsakları  rendeliyoruz. Diğer malzemelerle derin bir kapta karıştırıyoruz.
  • Pazı yapraklarını açıp 1 yemek kaşığı koyup sarıyoruz. Benimkiler biraz tombiş oldular ama idare ettik.
  • Tencerenin altına zeytinyağı gezdirip tencereye dizmeye başlıyoruz. Salçalı su yapıp sarmaların üzerini bir parmak geçecek şekilde tencereye su dolduruyoruz. Pişirip afiyetle yiyoruz... 

4 Nisan 2012 Çarşamba

YENİ DOĞAN GİYSİLERİ VE BEZLERİ

Yenidoğan giysileri ve bezleriBu bilgileri "Annelik Akademisi" sitesinden aldım. Bebek bekleyen bir anne adayı olarak blogger arkadaşlarımın tecrübelerinden faydalanmak isterim.  Neyi ne kadar almalıyım, nasılını almalıyım çok bilemiyorum. Lütfen bilgilerinizi benden esirgemeyin.

Her şey o kadar sevimli ki bebeğinize yeni kıyafetler alırken çıldırmamak elde değil. Yalnız bebeğinizin uzun bir süre böyle küçük kalmayacağını unutmayın; her üç ayda bir yeni takımlar almak zorunda kalacaksınız.
Çoğunu hediye olarak bekleyin. Eğer insanlar size bebek için neye ihtiyacınız olduğunu sorarsa, daha büyük beden kıyafetler isteyip bunları ilerisi için saklayabilirsiniz. İlk haftalar kıyafetlerin kollarını ya da paçalarını kıvırabilirsiniz. Alışveriş yaparken mevsimi de göz önünde bulundurun. Bebeğiniz muhtemelen yazın sadece çıtçıtlı badi ya da tuluma ihtiyaç duyacak; sonbahar ve kış aylarındaysa ikisini birden giyecektir. Hava nasıl olursa olsun işte bebeğinizin giysileri ve bezleri için alışveriş listeniz…

1 8 adet tulum: Bu tek parça giysiler hem gündüz hem gece için çok kullanışlı. Patikli olanları kullandığınızda çoraba ihtiyacınız kalmayacaktır.

2 8 adet çıtçıtlı badi: Bunlar tulumun altına giydirilir. Kısa kollu düz badileri çoklu olarak paket içinde daha ekonomik bir fiyata satın alabilirsiniz.

3 3 adet hırka: Soğuk havalarda bebeğiniz bir kat daha giysiye ihtiyaç duyacaktır. Anneanne ya da babaanneden örmesini isteyebilirsiniz.

4 2 adet başlık: Bebekler en çok başlarından ısı kaybeder. Eğer hava soğuksa başlığını giydirin.

5 2 adet torba eldiven: Bebeğiniz tırnaklarıyla yüzünü çizebilir. Eğer sürekli bu durum yaşanıyorsa uyurken eldivenlerini giydirin.

6 3 adet patik: Eğer bebeğinizin ayakları üşürse patiklerini tulumun üzerine giydirebilirsiniz.

7 Tek parça kışlık tulum: Özellikle kış aylarında bebeğinizi dışarıya çıkarırken ihtiyacınız olacak.

8 2-3 adet özel giysi: Gerekli olmasa da almamak elde değil.

9 Pamuklu bez: Yenidoğanların günde sekiz kez altının değişmesi gerekir. Eğer yıkanabilir bez kullanacaksanız, 24 adet pamuklu bez, bir rulo emici ara bez, altı adet su sızdırmaz bez örtüsü, plastik kova, ıslak temizleme mendilleri ya da bebeğin altını temizlemek için 12 adet yıkama bezi ve pişik kremine ihtiyacınız olacak. Pamuklu bez satan pek çok firma başlangıç seti olarak tüm bu malzemeleri bir arada bulabileceğiniz paketler hazırlıyor.

10 Tek kullanımlık bez: Bebekler çok çabuk büyüdüğünden çok fazla bez alıp stoklamayın. Yaklaşık 50 ya da 60 bez bir hafta için yeterli olacaktır. Bezle birlikte ıslak temizleme mendillerine ve pişik kremine ihtiyacınız olacak.

TAVUK KROKET


Malzemeler:
  • Yarım kilo tavuk göğüsü
  • 1 su bardağı galeta unu yada çeyrek bayat ekmek
  • 1 orta boy rendelenmiş soğan
  • 1 adet yumurta
  • 1 çay kaşığı karabiber
  • 1 çay kaşığı kekik
  • 1.5 çay kaşığı tuz
  • 1 çay kaşığı kimyon
  • 1 çay kaşığı köfte baharı
  • 1 avuç maydonoz
  • 1 avuç taze nane / 1 çay kaşığı kuru nane
  • Yarım su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
Yapılışı:
  • Tavuk göğsünü mutfak robotunda parçalıyoruz.
  • Daha sonra diğer malzemelerle karıştırıp yoğuruyoruz.
  • Karışımdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yassılaştırıyoruz.
  • Az yağda kızartıyoruz. Afiyet olsun...

3 Nisan 2012 Salı

PİRAMİT PASTA

Malzemeler:

  • 1 paket petibör bisküvi
  • 1 paket çikolatalı puding
  • 2,5 su bardağı süt
  • 2 tane muz
  • Hindistan cevizi
Yapılışı:

  • Çikolatalı pudingi 2,5 su bardağı sütle pişiriyoruz.
  • Bir çay tepsisine yağlı kağıdı kesip üzerine seriyoruz.
  • Yağlı kağıdın üzerine pudingin 4'te 1'ini iyice yayıyoruz.
  • Pudingin üzerine de 1 sıra bisküvi sıralıyoruz. Bisküvilerin üzerine de çikolatalı pudingin bir kısmını yayıyoruz. Bu şekilde 3 sıra bisküviyi sıralayıp aralarına pudingi sürüyoruz. 3. büskivi sırasının üzerine de pudingi yayıyoruz.
  • Muzların kabuklarını soyup bütün olarak bisküvilerin ortasına yerleştiriyoruz.
  • Yağlı kağıt ile birlikte yan taraflardan kaldıyoruz. Üçgen piramit şekli veriyoruz. Buzluğa kaldırıp 2 saat bekletiyoruz.
  • Servis etmeden yarım saat önce çıkarıp yağlı kağıdı sıyırıyoruz, üzerine hindistan cevizi serpip servis ediyoruz. Afiyet olsun...
    

2 Nisan 2012 Pazartesi

YÖRESEL YEMEKLER ETKİNLİĞİ - KEŞKEK

Sevgili Safiye


arkadaşımın yöresel yemek etkinliğine yolluyorum arkadaşıma kolaylıklar bol katılımlar dilerim...


Denizli yöresine ait Keşkek. Bizim oralarda düğünlerde, şenliklerde çok yapılır.
Malzemeler:
  • Yarım kilo kuzu kuşbaşı
  • 2 su bardağı yarma
  • Bolca tereyağı
  • Tuz, karabiber
Yapılışı: 
  • Kuzu etini ile 2su bardağı yarmayı birlikte yarısına kadar su doldurduğumuz düdüklü tencerede haşlıyoruz. Eti alta koyarsanız yarmanın dibe tutmasını engellemiş olursunuz. Bazı bölgelerde "yarma"ya "dövme" de diyorlar. Yani kastettiğim "aşurelik buğday"..
  •  Bu arada yarmanın kolay haşlanması için en az 2-3 saat öncesinden ıslatılması iyi olur. Aslında keşkek çok uğraştırıcı bir yemek. Ben hatırlıyorum çocukluğumda annem, annanem ve teyzelerim bunu odun ateşinde ve kazanlarda yaparlardı. Sürekli kuvvetlice karıştırırlardı. Bu işleme dövme adı verilirdi. Böylece buğday özleşirdi. Ama tabiki günümüzde o şekilde yapmak mümkün olmadığı için yardımıza düdüklü tencereler koşuyor.
  • Et ile yarma haşlandıktan sonra blendrın ucu ile eziyoruz. Suyu az ise su ekliyoruz. Tuz, karabiber ve bir miktar tereyağını da ilave ettikten sonra bir taşım kaynatıyoruz. Keşkeğin lezzetini tereyağı veriyor. Bu nedenle sağlık sarunu yoksa tereyağı konusunda cömert olabiliriz.
  • Servis ederken üzerini yağda kızdırdığımız toz kırmızı biber döküyoruz.Afiyet olsun..


1 Nisan 2012 Pazar

MOR SULTAN SALATASI


Malzemeler:

  • 1 adet orta boy mor lahana
  • Yarım limon suyu
  • 2 Kaşık mayonez
  • 4 Kaşık süzme yoğurt
  • 1 tatlı kaşığı zeytinyağı
  • 2-3 diş sarımsak
  • Tuz
Yapılışı:
  • Mor lahananın hepsini rendeliyoruz.
  • Bir kasede mayonez, süzme yoğurt, zeytinyağı, limon suyu, rendelenmiş sarımsağı ve tuzu karıştırıyoruz. Limon suyu az ise diğer yarımı da sıkabilirsiniz.
  • Hazırladığımız karışımı mor lahana ile karıştırıp servis ediyoruz.  Afiyet olsun...
 
 

FIRINDA ADAÇAYLI TAVUK

Malzemeler:
  • 2 tane kalçalı but
  • 1 yemek kaşığı domates salçası
  • Yarım çay bardağı zeytin yağı
  • 2-3 dal adaçayı
  • Tuz, karabiber, kırmızı biber
  • 3-4 tane orta boy patates
  • 1 adet fırın poşeti
Yapılışı:
  • Patateslerin kabuğunu soyup büyükçe küp şeklinde doğruyoruz.
  • Tavuk parçalarını ve patates küplerini salça, zeytinyağı , tuz, karabiber ve kırmızı biberle terbiyeliyoruz. Bu malzemeleri bir kapta karıştırıp elimizle mıncıklayarak tavuk ve patatesleri üzerlerine sürebiliriz.
  • Malzemeleri fırın poşetinin içine yerleştiriyoruz. Bir filenin içine yada benim yaptığı gibi bitki çayı süzgüsüne adaçaylarını koyup fırın poşetinin içine yerleştiriyoruz. Poşetin ağzını bağlayıp kürdanla 2-3 yerinden deliyoruz. Poşeti fırın kabına yerleştirip fırına koyuyoruz.  200 derecede pişiriyoruz. Afiyet olsun...
Çok acıkmıştık, biraz acele ettim fırından çıkartmaya. Aslında biraz daha kızarabilirdi. :)

4 ALTIN KURAL


HİNT FELSEFESİNİN 4 ALTIN KURALI

KURAL 1:"Karşına çıkan kişiler her kimse, doğru kişilerdir. Bunun anlamı şudur, hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz. Karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır, ya bizi bir yere götürürler ya da bize bir şey öğretirler.

KURAL 2:
"Yaşanmış olan her ne ise, sadece yaşanabilecek olandır. Hiç bir şey, hem de hiç bir şey yaşadığımız şeyi değiştiremezdi. Yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile değiştiremeyiz. 'Şöyle yapsaydım, böyle olacaktı' gibi bir cümle yoktur. Hayır, ne yaşandıysa, yaşanması gereken, yaşanabilecek olandır, dersimizi alalım ve ilerleyelim diye. Her ne kadar zihnimiz ve egomuz bunu kabul etmek istemese de, hayatımızda karşılaştığımız her olay, mükemmeldir."

KURAL 3:
"İçinde başlangıç yapılan her an, doğru andır. Her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç. Hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak, o da başlamaya hazırdır.

KURAL 4:
"Bitmiş olan bir şey bitmiştir. Bu kadar basittir. Hayatımızda bir şey sona ererse, bu bizim gelişimimize hizmet eder. Bu yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve elde etmiş olduğun bu tecrübeyle ileriye doğru bakmak daha iyidir."